31 Ocak 2013 Perşembe

Büyükataman'dan Gül'e ihtarname




31 Ocak 2013 Perşembe 12:26

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri İsmet Büyükataman'dan, ana dilde savunma hakkına onay veren Cumhurbaşkanı Gül'e ihtarname...
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, ana dilde savunma hakkına onay veren Cumhurbaşkanı Gül'e ihtarname çekti.
Cumhurbaşkanı Gül'ün AKP'nin bölücülük değirmenine can suyu taşıdığını söyleyen Büyükataman, tarihi örnekler ışığında Gül'e Türkçe dersi verdi.
Büyükataman'ın açıklaması şöyle:

GÜL BÖLÜCÜLÜK DEĞİRMENİNE CAN SUYU TAŞIYOR
Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, göreve geldiği günden bu yana Türkiye’yi değiştirmeye, dönüştürmeye çalışan ve PKK taleplerine yasal dayanaklar oluşturan AKP iktidarının bölücülük değirmenine can suyu taşımaktadır.
GÜL, TÜRK MİLLETİNİN GÖZÜNDE İTİBAR KAYBETTİ
Cumhurbaşkanı Gül, son olarak, milleti bir arada tutan en önemli öğelerden birinin, yani dil birliğinin bozulmasına öncülük edecekolan ana dilde savunma hakkını getiren yasayı da onaylamış ve Türk milletinin gözündeki birleştirici ve bütünleştirici vasfını tamamen yitirmiştir.
BÜYÜKATAMAN'DAN TÜRKÇE DERSİ
Bahsi geçen ana, anne demek olan ana değil; “Temel, asıl, esas” anlamına gelen anadır. Ana dil ise anneden öğrenilen dil demek değildir. Ana dil; “Kendisinden başka diller veya lehçeler türemiş olan dil”dir.
Atatürk’ün fikir babam dediği ve fikirleri Cumhuriyetin sosyolojik alt yapısına temel teşkil eden büyük düşünür Ziya Gökalp aynen şöyle seslenmektedir;
Türklüğün bir ili var
Ve yalnız bir dili var.
Başka bir dil var diyenin
Başka bir emeli var!
Dil birliği, bir milletin olmazsa olmazlarındandır. Aynı dili konuşmayan insanlar aynı düşünce sistemine sahip değildirler; çünkü insan önce düşünür, sonra konuşur ve ardında da yapar. Dil birliği kurmayan insanları ortak duygu ve düşünce sisteminde toplamak mümkün değildir. Bu insanlar bir araya geldiklerinde, yapay bir millet olurlar ve belli bir zaman sonra da dağılıp giderler.
Dilin toplayıcı, kucaklayıcı ve kaynaştırıcı özelliğini fark eden Karamanoğlu Mehmet Bey’in, 13 Mayıs 1277 tarihinde, “Bugünden sonra divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka bir dil kullanılmaması “ sözleriyle verdiği buyruk, yalnız o dönem yaşayanlara değil, kendisinden asırlar sonra yaşayacak olan düşünür, şair, yazar, ilim ve devlet adamlarına da rehber olmuştur.
II. Meşrutiyet Devri Osmanlı Mebuslar Meclisinde, Hakkâri milletvekili Taha Efendi, kanunların mahalli dillere tercüme yoluyla duyurulması isteğine karşı çıkarak ,”Bunu ben deniz Kürt olduğum halde, teklif etmem.” demiştir.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi; Türk milleti geçirdiği sonsuz felaketler içinde ahlakını, göreneklerini, anılarını, çıkarlarını kısacası; bugün kendisini millet yapan her niteliğinin, dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk Dili, Türk ulusunun yüreğidir, beynidir.”
Ana dilde savunma hakkından söz edenler, Türk milletinin bağrına ve beynine hançer saplamak suretiyle onu parçalamak, dağıtmak ve yok etmek isteyenlerdir. Bu vesileyle ortak tarih şuurunu, yani milli hafızayı ortadan kaldırmayı amaçlamaktadırlar. Ayrı ve yapay bir dil konuşanların milli bağlılık hissinin de zayıflayacağı düşünülürse, aziz milletimizi ilerleyen süreçte daha karanlık ve kasvetli günlerin beklediğini söylemek mümkündür. Lakin her ne şartta olursa olsun, her ne pahasına olursa olsun Milliyetçi Hareket Partisi bu tür ihanet projelerinin ve bölücülük heveslilerinin karşında olmaya devam edecektir.


Devamını oku...

Ders Orhan KARATAŞ

Ders

Orhan KARATAŞ


SİYASET / 2013-01-29 15:31:12
Türkiye'nin asıl gündemini, hangi açmazlarla, hangi oyunlarla karşı karşıya bırakıldığını ve bu girdaptan nasıl kurtulacağını gerçekten merak eden herkes, MHP grup toplantılarını takip etmeli ve Sayın Bahçeli'nin konuşmalarını mutlaka dinlemelidir. Bugüne kadar yaptığı tespitlerin tamamı haklı ve doğru çıkmış, öngörüleri asla şaşmamıştır.
HERKES OKUMALI VE DİNLEMELİ
Son grup konuşması kelimenin tam anlamıyla bir ders niteliğindedir. AKP'nin bütün argümanlarını, başbakanın tespit ve yakıştırmalarını kesin olarak çürütmekle kalmamış, doğrunun, haklının ve olması gerekenin ne olduğunu da herkesin anlayacağı bir dille ortaya koymuştur. Bu konuşmayı ülkenin varlığı ve birliğinden yana olan, siyasetin gündemini merak eden, ne olduğunu ve ne olacağını sorgulayan herkesin; ama özellikle de başta sayın başbakan olmak üzere AKP'ye yön verenlerin önce dinlemeleri, daha sonra da alıp defalarca okumaları, hatta her zaman ulaşabilecekleri bir yerde bulundurmaları hem kendileri, hem de görev ve sorumlulukları açısından son derece faydalı olacaktır.
İHANET MÜZAKERELERİ VE EV HAPSİ
Her cümlesi birbirinden önemli ve değerli konuşmanın bazı bölümlerine özellikle dikkat çekmek istiyorum. AKP-BDP - İmralı canisi ve PKK arasındaki paslaşmaları Türk milleti ibretle ve hayretle izliyor. Vicdan sahibi olan herkesi Sayın Bahçeli'nin şu değerlendirmelerini mutlaka onaylayacaktır: "AKP hükümeti İmralı canisini ihanet müzakerelerinin merkezine koymuş, meşru bir muhatap haline getirmiştir. Terörist başının gönlü yapılmak, memnun olmasını sağlamak ve isteklerini karşılamak için her tavize kucak açılmış, her zillete rıza gösterilmiştir. Diyebiliriz ki, terörist başının beklediği ev hapsi şartları bizzat İmralı'da kurulmakta, İmralı'da oluşturulmaktadır. Aslında kimsenin itiraf edemediği, söylemeye dilinin varmadığı gerçek İmralı canisinin ev hapsine fiilen alındığı hususudur. Başbakan ve hükümeti buna zımnen onay vermiştir. İmralı canisi 12 metrekarelik alanda, 12 kanallı televizyonla, 12 kötü adamın lojistik desteğiyle ve hedeflerini 12'den vurmanın keyfiyle rahata kavuşmuş ve üstelik bir de çözüm mihrabı haline gelmiştir. Şimdi de sırayı jimnastik yapmasına daha fazla imkân tanıyan yeni bir girişim almıştır. Başbakan bu konuda kararlı, bu hususta ısrarlıdır. Adalet bakanına bu kapsamda talimat vereceği, İmralı'dan gelen şikâyetleri bu şekilde dindireceği görülmektedir. Nitekim terörist başının zinde kalabilmesi, sağlıklı olabilmesi için elinden geleni ardına koymamaktadır. Kuşkusuz, İmralı canisi, bölücülük olimpiyatlarında üzerine oynanan bahislerin hakkını vermek ve sözde Kürdistan madalyasına ulaşabilmek amacıyla AKP gözetimindeki hazırlıklarını ve idmanlarını tüm hızıyla sürdürmekte, birlikte yola çıktıklarını mahcup etmemek için üzerine düşenleri harfiyen yerine getirmektedir."
TİMSAH GÖZYAŞLARI
Sayın başbakan son günlerde tutuklu subaylar ve Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili ibret veren sözler söyledi. Bu sözlerin ne anlama geldiğinin cevabını yine sayın Bahçeli verdi: "Ne acıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri adeta esir alınmış gibidir. AKP hükümetinin hınç ve garezle bugünkü tabloya meydan açtığı, geçmişle hesaplaşma adına her çirkefliği seferber ettiği esasen aşikardır. Başbakan Erdoğan'ın bu süreçten sızlanması ise timsah gözyaşlarından başka bir şey değildir. Hazırlığı yapılan 4. yargı paketi ve diğer yasal bazı adımlarla birlikte PKK-KCK militanlarıyla ve tutuklu bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları arasında bir dengelemeye gidileceği gittikçe daha belirgin hale gelmektedir. Başbakan'ın bu yönde bir niyetinin olduğu, teröristlerle terörle mücadele edenler arasında müzakere mahsuplaşması yapmak için elini ovuşturduğu geçen hafta katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamalardan anlaşılmaktadır. Bizzat kendisinin, terörle mücadeleye gönderecek komutan bulmakta dahi zorluk çektiklerini gündeme getirmesi Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ne hallere düşürüldüğünün açık ispatıdır.Darbe davalarının savcısı olduğunu söylemeye kadar işi götüren Başbakan'ın, Türk askerinin moralinin derdine düşmesi inandırıcı olmadığı gibi, yeni bir istismarın da ta kendisidir. Aklımıza ister istemez, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bunca saldırı ve tahrike uğramasının altında, bölücü terörle yapılan pazarlıkların ve sürdürülen müzakerelerin ne kadar belirleyici olup olmadığı hususu gelmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin savaş şartlarında dahi görülmeyecek kadar sindirilmesine mutlaka son verilmeli ve AKP hükümeti yaptıklarından pişmanlık duymalıdır. Aksi takdirde ortaya çıkabilecek vebal ve ağır sorumluluğun altından kalkabilmesi mümkün olmayacaktır."
IRKÇILIK
Gelelim sayın başbakanın MHP'yi eleştirmeye çalışırken sınırlı bilgisini ve zihniyetini vahim şekilde ortaya koyan asabiyet, şeytan ve ırkçılık değerlendirmelerine. MHP lideri sayın Bahçeli'nin bu konuda söyledikleri kelimenin tam anlamıyla bir ders niteliğindedir. Özellikle sayın başbakanın konuşmanın bu bölümünü birkaç defa okuması hem bilgilenmesi, hem de bir daha aynı hataya düşmemesi açısından son derece faydalı olacaktır. Konuşmanın tamamı haber sayfalarımızda mevcuttur. Biz sadece birkaç cümleyi hatırlatalım: "Bizim Milet olarak; Zengin bir hatıra mirasımız vardır, bu yüzden geçmişimiz birdir. Birlikte yaşama konusunda ortak istek ve uzlaşma irademiz vardır, bu nedenle bugün birlikteyiz. Yarınlarda da hayatın ve zamanın zorluklarına bir bütün halinde göğüs germe tutkumuz bulunmaktadır; bu çerçevede Yüce Allah izin verdiği müddetçe de bir ve beraber kalacağız. Kökeni, soyu, mezhebi, yöresi, anasının dili ne olursa olsun, aziz milletimizin her ferdi Türk milletinin eşit ve yeri dolmaz birer mensubudur. Bundan geriye gidiş yoktur."



Devamını oku...

30 Ocak 2013 Çarşamba

Atanamayan öğretmenler dağa mı çıksın


29 Ocak 2013 Salı 12:17

MHP lideri Devlet Bahçeli, grup toplantısında partililere seslendi.
Parti grubu konuşmasında atanamayan öğretmenleri dile getiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Atanamayan öğretmenler illa dağa mı çıkmalı?" dedi.
İşte Bahçeli'nin konuşmasından önemli satır başları;
Irak'ta meydana gelen kanlı saldırıyı lanetliyorum. Irak Türkmenleri kıyıma uğruyor. Bu durum insanlık vahşetidir. Bizim dualarımız onlarla. AKP hükümeti bu durumun peşini bırakmamalı ve suçluları bulmalıdır. Türkmenleri kaderlerine terk ettirmemelidir.
ATANAMAYAN ÖĞRETMENLER DAĞA MI ÇIKMALI?
Olumsuzluklardan dolayı MEB umutsuz, öğretmen, öğrenci umutsuz veli arasına sıkışıp kalmıştır. Eğitim hayatındaki sürekli oynamalar, baştan savma düzenlemeler öğrencileri, öğretmenleri ve aileleri şaşkına çevirmiştir.
MEB'in, sorunları çözüme kavuşturulmazsa geleceğin daha kasvetli bir güzergaha sapacağı şimdiden görülmelidir. Atanamayan öğretmenler illa dağa mı çıkmalı?
Öğretmenlerin sorunları kalıcı olarak giderilmeli. Atanamayan öğretmenlerin çileleri, insanlık onuru ile bağdaşmamaktadır. Atanamayan öğretmen meselesi bitirilmelidir. Erdoğan, atama bekleyen öğrtmenlerin feryatlarını duymalıdır. Bu öğretmenler seslerini duyurabilmek için dağa mı çıkmalı, İmralı sertifikası mı almalı.
ÜLKEMİZ ZAYIFLATILIYOR
Türkiye sürekli enerji kaybına uğramakta. Türk milletinin etrafındaki çember iyice daralmıştır. Tutarsız ve teslimiyetçi bir iktidar vardır. Hakaret ittifaklar, iş birlikçi cepheler oluşmuştur. AKP artık tehdit haline gelmiştir. Aramıza nifak tohumları sokma çabaları etkinlik kazanmıştır. Barış kelimesi altında ülkemiz zayıflatılıyor.
Kurduğu silahlı örgüt PKK'yı sevk ve idare ederek ülkemizi bölmeye çalışan cani el üstünde tutulmaktadır. Bebek katili Başbakan'ın çözüm sırdaşı yapılmıştır. Başbakan'ın kanlı eylemleri görmezden gelmesi hiçbir şeyi değiştirmeyecektir.


Devamını oku...

Erdoğan'dan atama bekleyen öğretmenlere müjde


30 Ocak 2013 Çarşamba 13:22

Başbakan Erdoğan'dan partisinin grup toplantısında eş durumundan atama bekleyen öğretmenlere iyi haber.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 1 gün gecikmeli olarak gerçekleştirilen AKP grup toplantısında gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan, eş durumundan atama bekleyen öğretmenlere beklediği haberi de verdi.
ERDOĞAN: ŞUBATTA ATAMA OLACAK
Erdoğan mazeret atamalarıyla ilgili olarak; "Öğretmenlerin mazeret atamaları yılda bir kez yapılıyordu. Biz bu yıl da başta sağlık ve eş durumu olmak üzere öğretmenlerin mazeret atamalarını gerçekleştireceğiz. Şubat ayı mazeret atamaları bakanlığın sitesinde yayınlanacak" dedi.
ÖMER DİNÇER: ŞUBATTA ATAMA YOK
Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı'nın göreve atanmasıyla koltuğundan olan eski bakan Ömer Dinçer, bakan olarak yaptığı son açıklamada, öğretmenler için'mazaret ataması' olmayacağını belirtmişti.



Devamını oku...

Manisa M.H.P İlçe Başkanları İstişare Toplantısı Alaşehir’de yapıldı.







Manisa Milliyetçi Hareket Partisi İlçe Başkanları genişletilmiş istişare toplantısı Alaşehir M.H.P İlçe Teşkilatının ev sahipliğinde Alaşehir Ozan Düğün Salonunda yapıldı.


Milliyetçi Hareket Partisi Manisa İlçe Başkanları 2013 Yılının ilk toplantısını Alaşehir İlçe Başkanı Akif Ceylan’ın kongrede seçildiği tarih olan 29 Ocak akşamı genişletilmiş istişare toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıya, Manisa M.H.P İl Başkanı Tamer Akkal, tüm ilçe başkanları, Alaşehir Belediye Başkanı Gökkan Karaçoban, Eski Alaşehir Belediye Başkanı ve Milletvekil Adayı Kadir Daş, İl Kadın Kolları Başkanı, İlçe Kadın Kolları Başkanları, Manisa Ülkücü İşçiler Derneği Başkanı, Ülkücü İşçiler İlçe Başkanları, Alaşehir Belediye Başkanı Gökhan Karaçoban,Alaşehir Killik Belediye Başkanı Halil Kara, Turgutlu Urganlı Belediye Başkanı Halil Daşkan ve 1980 Öncesi Alaşehir M.H.P İlçe Başkanlarından Remzi Örün ve Alaşehir Milliyetçi Hareket Partisi yönetim kurulunun tüm asil ve yedek üyeleri ile belde başkanları katıldı.



İlçe Başkanları istişare toplantısında Saygı duruşu ve İstiklâl Marşının söylenmesinden sonra Alaşehir Belediyesinin faaliyetlerinin tanıtıldığı Sinevizyon Gösterisi yapıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Ev sahibi Alaşehir İlçe Başkanı Akif Ceylan gündeme ilişkin yaptığı toplantıda üçüncü defa aldıkları Alaşehir Belediyesine dördüncü defa da üç hilalli bayrağı dikeceklerini söyledi. Daha sonra söz alan Alaşehir Belediye Başkanı Gökhan Karaçoban da yaptığı hizmetleri anlatarak büyük alkış aldı. İl Başkanı Tamer Akkal genel politika ile ilgili yaptığı konuşmada “2009 Mahalli İdareler Seçimlerini Milliyetçi Hareket Partisi olarak kazanarak; Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı Bursa’ya kaçırttık. 2014 Mahalli İdareler Seçimlerinde de “Büyükşehir Kanunu” ile kendi siyasi çıkarlarına göre yaptıkları cinlikleri kendilerine batacak ve Allah’ın izni ile Manisa Büyükşehir Belediyesini Milliyetçi Hareket Partisi olarak yeniden kazanacağız. Manisa Büyükşehir Belediyesi ile beraber tüm ilçelere de talibiz.” Dedi. Son olarak 1980 öncesi Alaşehirdeki cefakâr ilçe başkanlarından Remzi Örün’e söz verildi. Eski ilçe başkanı Remzi Örün, 1980 öncesi Milliyetçi Köylü Millet Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisinin çalışmaları  ile ilgili duygusal bir konuşma yaptı.
Genişletilmiş İlçe Başkanları İstişare Toplantısından sonra sadece İl Yöneticilerinin ve İlçe Başkanlarının katıldığı ilçe başkanları toplantısı, mahalli idareler seçimlerinde izlenecek yol ve aday tespit çalışmaları ile ilgili basına kapalı olarak Alaşehir M.H.P İlçe binasında toplantıya devam edildi.

Milliyetçi Hareket Partisi Manisa Genişletilmiş İstişare toplantısına Ahmetli M.H.P’sini temsilen İlçe Başkanı Orhan Karabina, Başkan Yardımcısı Kemal Yurttaş, Muhasip Üye Mustafa Karahan ve Yönetim Kurulu Üyesi Fahri Şentürk iştirak etti.







 

 
 

 






 



















Devamını oku...

28 Ocak 2013 Pazartesi

AKP’ye tabanından müzakere şoku


28 Ocak 2013 Pazartesi 08:36

Poll-Metric’in araştırmasına göre kayıtlı seçmenlerin yüzde 70’i Apo ile müzakere yapılmasını istemiyor.
Poll-Metric’in yaptığı kamuoyu araştırması son dönemde Türkiye’de yaşanan sürecin halk tarafından onaylanmadığını ortaya koydu. Ülke genelinde 7 bölge, 11 il düzeyinde yapılan araştırmada yüz yüze görüşülen 5 bin 683 denekle görüşüldü. Özellikle terör örgütü ile müzakere sürecinin farklı parti seçmenlerine göre nasıl değerlendirildiğini ortaya çıktı.

PARTİLİLERİN MÜZAKEREYE BAKIŞI

AKP’li olduğunu belirten kişilerin yüzde 32.69′u müzakereleri desteklerken yüzde 61.26′lık bölüm onaylamıyor. CHP tabanı da aynı şekilde müzakere sürecini büyük ölçüde desteklemiyor. CHP’de onaylayanların oranı 26.93 iken onaylamayanların oranı 68.24.

Bu konuda en olumsuz görüş MHP seçmenine ait. ‘Onaylıyorum’ diyenlerin oranı 4.21 iken ‘Onaylamıyorum’ diyenlerin oranı 95.79. BDP’liler ise süreci onaylıyor ancak küçümsenmeyek bir grup bu duruma karşı. Onaylayanlar 62.95 iken onaylamayanlar 29.91.



HALK MÜZAKEREYE KARŞI

Araştırma sonucunda elde edilen bulgular; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilen AKP, CHP ve MHP’nin bir önceki Milletvekili Genel Seçimine göre oylarını arttıramadığını, seçmenlerin büyük çoğunluğunun terör örgütü ile müzakere yapılmasına karşı olduğunu ve ülkenin genel gidişatından duyulan endişenin giderek arttığını gösteriyor.

Güneydoğu Anadolu’da seçmenlerin yarıdan fazları müzakereleri desteklerken, Doğu Anadolu’da bu rakam yüzde 38.28. Marmara’da rakam yüzde 28.27 iken, Ege’de 22.79, Karadeniz’de 22.39, Akdeniz’de 21.87, İç Anadolu’da ise 18.17.

Türkiye geneli baz alındığı takdirde seçmenlerin yüzde 24.79′u müzakereleri desteklerken yüzde 70.04′ü müzakere sürecine karşı olduğunu belirtiyor. ‘Bilmiyorum’ diyenlerin oranı ise yüzde 5.16.



ÜLKENİN GİDİŞATI

Ülkenin genel gidişatı hakkında en iyimser/olumlu görüş Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesi nüfusuna kayıtlı seçmenler tarafından ifade edilirken Güneydoğu Anadolu Bölgesi nüfusuna kayıtlı seçmenlerin %79.05’i ve Doğu Anadolu Bölgesi nüfusuna kayıtlı seçmenlerin %76.35’i ülkenin genel gidişatı hakkında olumlu kanaate sahip.

Ülkenin genel gidişatı hakkında en çok endişe duyan seçmenler Ege ve Akdeniz Bölgesi nüfusuna kayıtlı seçmenler. Bu bölgelerdeki seçmenlerin, sırasıyla, %78.74’ü ve %65.10’u ülkenin genel gidişatı hakkında olumsuz görüş bildirmiş.

Karadeniz, Marmara ve İç Anadolu Bölgesi seçmenlerinin yaklaşık olarak %55’lik kesimi ülkenin genel gidişatı hakkında olumsuz görüş beyan etti. (2010 yılı Eylül Referandum araştırmasında Karadeniz bölgesinde %54.9, Marmara Bölgesinde %51.5, İç Anadolu Bölgesinde %49.9’luk kesim genel gidişatın doğru yönde olduğunu belirtmişti).

2010 yılı Eylül Referandum araştırmasında, Türkiye geneli için, ülkenin genel gidişatı hakkında %51.9 olan olumlu görüş bugün % 45.33’e geriledi. Buna göre 6.57 puan azalma oldu.

AKP VE BDP’YE GÖRE GİDİŞAT İYİ

AKP seçmeninin yüzde 78,48′lik bölümü, BDP seçmeninin ise yüzde 64.32′lik bölümü ülkenin gidişatını olumlu olarak görüyor. MHP seçmeni ise gidişattan büyük endişe duyuyor. MHP seçmeninin yüzde 94.12′si gidişattan endişeli. 2010′da yapılan araştırmada MHP seçmeni bu konuda yüzde 75.7 olumsuz görüş belirtmişti. CHP seçmeni de MHP’den farksız. CHP’lilerin yüzde 93.93′ü gidişatı olumsuz değerlendiriyor.
Bu oranlara diğer etkenler dahil edildiği zaman genel olarak vatandaşların yüzde 60.03′ü ülkenin gidişatından kaygı duyuyor.

AKP KAN KAYBEDİYOR
Bu Pazar bir Milletvekili Genel Seçimi olsa kesin olarak AKP’ye oy vereceğini belirten seçmenlerin toplam seçmen sayısı içindeki payı % 31.06. Bir önceki seçimde AKP’ye oy veren seçmenler içindeki payı ise yüzde 62.37. 2010 yılında yapılan seçmen eğilim araştırmasında bir önceki seçimde AKP’ye oy verdiğini belirten seçmenlerin, seçim olması durumunda, yüzde 89.93’ü yine AKP’ye oy vereceğini belirtmişti. AKP seçmeninin %21.97’si kararsız durumda olduğunu, %6.43’ü boş oy atacağını, %9.24’ü ise başka partiye oy vereceğini belirtmiş. AKP’nin kendi tabanından oy kaybı minimum %15.66, maksimum %22.99’dur. 2013 Ocak ayı itibariyle AKP’nin ülke geneli oy potansiyeli %38.35’tir.

CHP’nin ise kendi tabanından oy kaybı minimum %10.47, maksimum %16.36. 2013 Ocak ayı itibariyle CHP’nin ülke geneli oy potansiyeli %21.58 olarak ortaya çıkıyor.

MHP’nin ise kendi tabanından oy kaybı minimum %41.74, maksimum %49.57. 2013 Ocak ayı itibariyle MHP’nin ülke geneli oy potansiyeli %6.66 olarak görünüyor.

BDP’nin seçmen davranışlarında istatistiksel olarak anlamlı bir artış veya azalış görülmemektedir ve potansiyel oy oranı %4.85’tir.


Devamını oku...

AKP ile hepimiz Türk olmaktan kurtulduk!



İktidarı överken itiraf gibi açıklamalar yapan AKP’nin İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu kendilerinden önceki dönemler için de çok ağır eleştiriler getirdi

Mesela Kürtsen “Kürt”
demek bile yasaktı...
AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu, geniş bir katılımla gerçekleştirilen partisinin İl Danışma Meclisi’nde çok tartışılacak açıklamalar yaptı: AKP iktidarından önce Hepimiz Türk’tük. Etnik farklılıkları bahane ederek farklı isteklerde bulunmak yasaktı. Mesela, Kürtsen ‘Kürt’ demek bile yasaktı.


AKP öncesi Türkiye’yi
yerin dibine batırdı!..
AKP iktidara gelmeden önce, bugünkü ile kıyas edilmeyecek şekilde yoksul, antidemokratik, uluslararası alanda silik ve esamesi okunmayan bir Türkiye vardı. Dindarsan dini vesayetçilerin istediği kadar yaşayabilirdin. Solcuysan münasip görüldüğü kadar solcu olacaktın. Ya da sana haddin bildirilecekti.

2014 seçimleri Türkiye
için kilometre taşıymış

Başta 2023 hedefleri olmak üzere, ülkeyi yeni bir çağa taşıyacak büyük projelerin gerçekleşmesi ancak demokratik işleyişle mümkün olacak. AK Parti’nin zayıflayacağı bir dönemin hayalini kuranlar var ama 2014’te yapılacak yerel seçimler, Türkiye’nin geleceğinde kilometre taşı olacak.


AKP’nin Türklüğü
bitirdiğinin itirafıdır!
AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu’dan çok tartışılacak açıklama: İktidarımızdan önce Hepimiz Türk’tük. Mesela o dönemler Kürtsen ‘Kürt’ demek bile yasaktı.
AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu, “Partimiz iktidarından önce hepimiz Türk’tük. Etnik farklılıkları bahane ederek farklı isteklerde bulunmak yasaktı. Mesela, Kürt’sen ’Kürt’demek yasaktı. Bugünkü ile kıyas edilmeyecek şekilde yoksul, antidemokratik, uluslararası alanda silik ve esamesi okunmayan bir Türkiye vardı” dedi. Partisinin İl Danışma Meclisi toplantısında konuşan Babuşcu, 2014’te yapılacak yerel seçimlerin Türkiye’nin geleceğinde kilometre taşı olacağını belirterek, şunları söyledi:


Haddimizi biliyorduk
 “AKP iktidara gelmeden önce, bugünkü ile kıyas edilmeyecek şekilde yoksul, antidemokratik, uluslararası alanda silik ve esamesi okunmayan bir Türkiye vardı. Hepimiz Türk’tük. Etnik farklılıkları bahane ederek farklı isteklerde bulunmak yasaktı. Mesela, Kürt’sen ’Kürt’demek yasaktı. Dindarsan, dini vesayetçilerin istediği kadar yaşayabilirdin. Solcu isen sana münasip görüldüğü kadar solculuk yapacak, zararlı düşüncelerden uzak duracaktın. Ya da sana haddin bildirilecekti. Cumhurbaşkanı’nın kim olacağına, yargının önemli noktalarına ’ahbap-çavuş ilişkileri’içerisinde kimlerin atanacağına, kimlerin hangi fakülteye girebileceğine, kimlerin başını örtüp örtmeyeceğine, vatandaşların hangi müzik dinleyeceğine, hangi filmleri izleyebileceğine, hangi oyun ve filmlerin sakıncalı olduğuna, hangi kitapların serbestçe basılıp hangilerinin toplanacağına ve birçok hususa vesayetçilerin karar verdiği, yaramazlık yapıldığında da haddini bildirdiği bir Türkiye’den bahsediyoruz.”


Stratejik seçim planı
Ülkeyi yeni bir çağa taşıyacak büyük projelerin gerçekleşmesinin ancak demokratik bir işleyişle mümkün olacağını vurgulayan Babuşcu, Türkiye’yi yeniden eskinin karanlığına döndürmek isteyenlerin, 2014 yerel seçimlerini kendileri için bir fırsata dönüştürme çabasında olduğunu kaydetti. AKP’nin zayıflayacağı bir dönemin hayalini kuranlar olduğunu ifade eden Babuşcu, “Yargı ve üniversiteler başta olmak üzere her alanda yeniden statükocu ve oligarşinin hükümdar olacağı günlerin arzusuyla yanıp tutuşuyorlar” dedi. Toplantıda daha sonra AKP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, “Yeni Anayasa Süreci” konulu konuşma yaptı. Partililerin de değerlendirmede bulunduğu toplantıda, AKP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Halis Dalkılıç teşkilat çalışmaları ve 2014 yerel seçimlerine dair stratejik planla ilgili sunum yaptı. Toplantıya, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, AKP genel başkan yardımcıları Mustafa Şentop, Ekrem Erdem ve Süleyman Soylu da katıldı.
Kaynak:http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=80036

Devamını oku...

İhanetin yeni adımı SİYASET / 2013-01-25 16:34:05




ORHAN KARATAŞ
Artık gizleme gereği duymuyorlar. AKP-BDP-CHP ve İmralı ele ele verdiler ve ülkeyi hızla felakete götürüyorlar. İmralı canisi istiyor, BDP zemin hazırlıyor, CHP destek veriyor ve AKP hayata geçiriyor. Dağdaki katiller de bir tehdit unsuru göreviyle, bomba patlatarak, katliam yaparak, güya bu kirli ittifakın ne kadar haklı olduğunu göstermeye çalışıyor.
HAYATİ VİRAJ
Türkiye'nin şu anda yaşadıklarının özü, özeti budur. Bunun dışında söylenenler, yazılanlar bu milleti uyutmak ve bu tabloyu gizlemek içindir. Söylediklerimizi biraz daha somut hale getirelim. Şu anda TBMM'de bir kanun tasarısı görüşülüyor. Tasarı ile mahkemelerde Kürtçe konuşulması serbest hale getiriliyor. Yani AKP sayesinde Kürtçe resmi dil olma konusunda çok hayati bir virajı daha dönüyor. Şu tesadüfe bakın ki, tam bu sırada İmralı canisinin dağdaki katillere eylemsizlik çağrısı yapacağı ileri sürülüyor. Yine tesadüfe bakın ki, bunlara paralel olarak BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş İmralı'daki bebek katiliyle görüşme taleplerini hatırlatıyor ve tehdit ediyor. Aralarındaki paslaşmanın, İmralı'nın bir parti genel merkezine çevrilmesinin, Türkiye'nin felakete sürüklenmesinin bundan daha net, daha kesin, daha açık bir fotoğrafı olabilir mi?
BİRBİRLERİNİ TAMAMLIYORLAR
Daha önce yaptıkları ve söylediklerini de alın bunun yanına koyun. Nasıl da birbirlerini tamamladıklarını, nasıl da adım adım ve hazmettirerek gittiklerini bir defa daha göreceksiniz. Oslo pazarlıkları sonrasında gündeme gelenleri hatırlayın. PKK'nın istek ve taleplerini sıralayın. Sonra da dönün AKP'nin yaptıklarını yanına koyun. Ülkeyi federasyona dönüştüren kanun düzenlemesini niye yaptıkları şimdi daha iyi anlaşılmıyor mu? İmralı canisinin bu kanun hakkındaki, "beklentilerimizi karşılıyor" beyanları daha bir yerine oturmuyor mu? Diyarbakır'da Paris'ten gelen teröristlerin cenazesi sırasında fiili olarak federasyon durumunda ne olacağını ortaya koymadılar mı? Bütün gizleme gayretlerine rağmen oranın tamamen PKK'ya teslim edildiğini bu millet görmedi mi?
EV HAPSİ ZATEN VAR
İmralı'daki caninin durumu ve konumu da her halde bu milletin dikkatinden kaçmıyordur. Önce 5 milyon lira harcayarak oraya yeni ve kapsamlı binalar yaptılar. Sonra caniyi oraya yerleştirdiler. Arkasından arkadaş gönderdiler. Spor ve her türlü sosyal faaliyet imkanı sağladılar. Bu da yetmedi televizyon verdiler. Orası zaten bir siyasi parti genel merkezine dönüştürülmüştü. Şimdi de siyasi uzantılarının düzenli aralıklarla gidip, talimat almalarının yolunu açtılar. PKK'nın öncelikli talepleri zaten bunlar değil miydi? İmralı canisinin ev hapsine çıkarılması daha nasıl olur? Şu anda bir evde bulunup da, İmralı'da bulunmayan ne kaldı? Devlet kontrolünde, millet sırtından her türlü konfor, her türlü imkan ve her türlü ihanet.
NİHAİ HEDEF BÖLMEK
Şimdi birisi çıkıp, bütün bunların sonunda bölücü terörün biteceğini ve ülkeye huzur geleceğini iddia edebilir. Bunu söyleyenleri anlıyorum da, buna gerçekten inan varsa, gerçekten aklına şaşarım. Bugün dağdaki katillerin çok büyük çoğunluğunu Suriye başta olmak üzere bölgenin diğer ülkelerinden toplananlar oluşturuyor. Türkiye'nin huzuru onları niye ilgilendirsin? Onların tek bir beklentisi, tek bir hedefi var. O da Kürdistan'dır.
Bu bizim iddiamız veya yorumumuz değil. Bizzat Barzani'nin açıklamaları ile sabittir. PKK'nın nihai hedefinin bu olduğu kendi beyanları ve belgelerinde mevcuttur. Bu da yetmiyor. Uyuşturucu ve kaçakçılık başta olmak üzere her türlü kirli işi yaparak büyük bir ekonomi oluşturduklarını ve bundan kolay vazgeçmeyeceklerini zerre kadar aklı olan herkes görüyor ve söylüyor. Dolayısı ile hiçbir şekilde kan dökmekten geri durmayacaklardır. Şu ana kadar AKP'nin yaptığı teslimatlar sadece işlerini kolaylaştırmış ve nihai hedeflerine daha kolay ulaşmalarının yolunu açmıştır. Hepsi o kadar.
YILDIRMA GAYRETİ
Yine geldik aynı yere. Meclis'ten geçirilmek istenen yeni ihanet yasasının görüşülmesi sırasında bir defa daha görülmüştür ki, bu milletin MHP'den başka sığınacağı hiçbir kapı kalmamıştır. AKP ve BDP'nin görüşmeler sırasında nasıl paslaştıklarını, CHP'nin onları nasıl tamamladıklarını bu millet ibretle izliyor.
Çoğunluklarına dayanarak ve zor kullanarak MHP'yi yıldırma ve vazgeçirme çabaları hiçbir şekilde sonuç vermiyor. Artık saflar netleşmiş, niyetler ortaya çıkmıştır. Yapılacak ilk seçimde Türk milleti bir siyasi tercih yapmayacak, bu ülkenin kaderine yön verecektir.

Devamını oku...

26 Ocak 2013 Cumartesi

KÖTÜLER, KENDİLERİNE TAHAMMÜL EDİLDİKÇE DAHA ÇOK AZAR! İlhami DİNÇER





İlhami DİNÇER
23.01.2013 / 00:00

 Geçen günler Turgutlu’ya gelen AKP Manisa milletvekilinin söylemiş olduğu söz, her ne kadar: “ŞAKA İDİ, TEMSİLİ İDİ,..” denilse de, içlerindekini dışarıya çıkarmanın tezahüründen başka bir şey değil. “TURGUTLU’NUN KRALI AZMAN’DIR.” cümlesinin altında yatan gerçeği isterseniz: “CUMHURİYET DÜŞMANLIĞI” olarak da nitelendirebilirsiniz. Bu güne kadar, AKP kadrolarının kıyaslamalarında: “80 YILDA YAPILANLAR VE 10 YILDA YAPTIKLARIMIZ…” kıyaslamalarından hareketle, AKP li vekilin aklında ve duygularındaki görüntüleri Azman’ın şahsında, ayna tutarak dışarıya yansıttığını da söylemek mümkün.


***Başbakan, “DEVLET BAŞKANLIĞI” terimini kullanırken dahi düşündüğünü bu kadar açıkça söylememişti. Belki de, “BENİM YERİME SEN SÖYLE” direktifi ile söylenmiş sözlerdir bu sözler. Turgutlu da bulunan İlçe Başkanı, Ankara da bulunan Kral’ın Turgutlu Şubesi olarak tahayyül edilmiş ise, orada demokrasinin “D” harfinden dahi söz edilemeyeceği gerçeği vardır. Demek ki düşünülen fakat söylenemeyen “DEVLET BAŞKANLIĞI” nın temelinde bu varmış.

***”KILAVUZU KARGA OLANIN” başlıklı yazımda: “ORTA ÇAĞ AVRUPASINDAKİ KATOLİK DİN ADAMLARININ AFOROZ YETKİSİ DÂHİL HER YETKİYİ İSTİYORLAR” diye yazdığımız, gerçekmiş. Kral ne düşünür ve de isterse: “Taba onu yapmak zorunda olacak.” Seçilmiş olan İl Genel Meclis Üyesi, “EMREDERSİNİZ” deyip topuklarını birbirine vurmaz ve esas duruşa geçmez ise, “OLMAZ” mış.

***Köylere Hizmet Birliği seçimleri öncesi son gecesinde, bütün köy muhtarlarına haber uçurarak: “SABRİ ŞAHİN PARTİMİZİN ADAYI DEĞİLDİR” demek; demokrasi mi, insanlık gereği midir? Sen İlçe başkanı olarak, yönetimini ve seçilmişlerini toplayıp karar almaz da, kendi üyeni açıkta bırakır, seçimde yalnız kalmasına yol açarsan sorumlusu kimdir?... Aslan olmak da yok demokrasilerde, kral olmak da yok…


*** …

***”İL BAŞKANI İLE GÖRÜŞTÜK. ELİMDE GÖREVLENDİRME BELGESİ VAR. X, SEÇİMLERDEN SORUMLU; XX, İSE MAHALLELERDEN SORUMLUDUR” diyerek, mevcut yönetim kurulu üyelerinden habersiz karar almak ve bu karara uyulmasını beklemek te “KRALLIK UYGULAMASININ” değişik tezahüründen başka bir şey olmasa gerek. Parti ve partili isimlerinin değişik olması fark etmiyor, zihniyet aynı olduktan sonra.. ***Ellerinizi vicdanınıza koyun ve düşünün. “ Günümüz, maddi ve manevi yönden dünden daha iyi” diyebiliyor musunuz? “Hayır” dediğinizi duyar gibiyim. Şahsen ben dünümü, geçmişimi arıyorum.


*** Yollarda gezerken gelebilecek serseri bir kurşun beklenmiyor ama huzur yok. Devlet adına iş yaptığını sananlar, devletin temelini oluşturanlar MİLLET kavramını yok etmek için ellerinden gelen her şeyi hiç çekinmeden yapıyorlar. Devletimize adını vermiş olan Türk Milletini bölmeyi azmetmişlerin önünü açmak adına, dün söylediklerinin tersini yapmaktan, tükürdüklerini yalamaktan utanç da duymuyorlar.


*** CHP, MHP ve ANAP’tan oluşmuş “Yamalı Bohça” misali iktidarı bir kenara bırakarak, “APO’YU NEDEN ASMADINIZ?” diyerek MHP ye miting meydanlarında saldıranlar, şimdi o bebek katilini allayıp-pulluyor ve “DİNDAR İDİ, İYİ ÇOCUKTU, BÖLÜNMEYİ İSTEMİYOR,…” diyerek gözümüzün içine baka baka üzerlerine aldıkları vazifeyi yapmak için Sayın Bahçeli ve MHP ye saldırmayı görev addediyorlar. 30 000 den fazla insanımızın katili olmaktan yargılanan terörist başını “Gökten zembil ile inmiş” evliya olarak niteleyecekler nerede ise… “Bu kadar dürüst-vatan sevdalısı idi ise İmralı da işi ne?” diye soran da yok MHP den başka. CHP Milletvekilinin TBMM Başkanlığına verdiği önergede sormuş olduğu: “APO, GENELKURMAY BAŞKANININ YARGILANMASINDA GİZLİ SANIK MI İDİ?” sorusunun sorulmuş olması, kanaatimce çok büyük ayıptır. İzzet-i nefis sahibi insanlar için züldür bu soru. Yakında bunun da doğru olduğu ortaya çıkarsa şaşmam. Artık, iskeletimizin aslını oluşturan kemiklerdeki “VİDALAR” yalama oldu çünkü…


*** 2009 da gizlice başlatılan görüşmelerde “ANLAŞMA YAPILDI. BUNLAR APO’YU SALACAKLAR, KÜRTÇE EĞİTİME SERBESTLİK VERECEKLER, ÜLKEYİ EYALETLERE BÖLECEKLER, İHTİMAL APO İLERİDE MECLİSE DE GELECEK…” iddiaları doğru çıkarsa bunun vebalini kim kime ödeyecektir? Doğrudur: Terörist başını ABD, allayıp pullamış, sarmış-sarmalamış ve paketleyerek Ecevit’e “İDAM EDİLMEMEK ŞARTI İLE” teslim etmiştir. Aynı ABD şimdi de “TERÖRİST BAŞINI SERBEST BIRAKACAKSINIZ” emrini günümüz iktidarına dikte ettirmiştir. Sayın Arınç’ın Turgutlu’muzda söylemiş olduğu: “BİZ TERÖRİSTLE-ÖRGÜTLE PAZARLIK YAPACAK NAMUSSUZ VE AHLAKSIZLARDAN DEĞİLİZ” sözünün mürekkebi dahi kurumadan, “EV HAPSİ DÜŞÜNÜLEBİLİR” demesi, kendisinin ve partisinin ruh halini yansıtmaktadır. Başbakanın kırdığı cevizlerin ise zaten haddi-hesabı yok. “TERÖRİST BAŞI İLE GÖRÜŞTÜĞÜMÜZÜ SÖYLEMEK ŞEREFSİZLİKTİR” sözünü söylediğini unuttuğunu sanmak söz konusu olmayacağına göre? Şimdilerde yapılan pazarlıklar nasıl izah edilecektir? Pennsylvania’dan başını uzatıp: “Hz. Muhammed de müşrik Mekkelilerle Hudeybiye anlaşmasını yapmıştı” şeklinde laf atıp da; (Türkiye’ye çağırıldığı halde gelmeyip) Hz Muhammed’i bu seviyesiz işlere çekmenin ise hiç alemi yok.

***Suç örgütü üyesi olmaktan dolayı aranan, ölümleri sonrası “MELEK” haline dönüştürülen üç kadın teröristin cenazesinde olay çıkmadığı için, eski hemşerimiz; şimdi Bursalı olan Sayın Arınç: “DİYARBAKIRA TEŞEKKÜR EDERİM CENAZELERİNE SAHİP ÇIKTILAR” diyerek cesaret vermiş bölücülere. Bu cesaretle onlar da almışlar Türk Bayrağını, önce bölmüşler sonra da ateşe vermişler. Rusya ve Gürcistan ise öldürülen Kürt kökenli mafya lideri DED HASAN’ ın kendi
ülkelerine gömülmesine bile izin vermiyor oysa.


***Unutulmasın ki: “ÇANAK TUTAN OLDUKÇA TÜKÜRENLER MUTLAKA OLACAKTIR” Ne yazık ki çanak tutanların sayısı maalesef günden güne artıyor. Bu azmalar arttıkça da ülkemiz bölünmeye bir adım daha yaklaşmış oluyor.


***Biz de bunları alkışladıkça daha fazla şımarıp azıyorlar. “ Deniz suyu içmiş gibiler. Susadıkça içiyorlar. İçtikçe de daha fazla susuyorlar” 

Devamını oku...

Modern kavşağın temeli atıldı

















MANİSA Belediyesi’nin büyük projelerinden bir tanesinin daha temeli atıldı. Sanayi ve İzmir-Bursa yolundaki trafiği rahatlatacak KESS Köprülü Viyadük’ün temel atma töreninde konuşan Belediye Başkanı Cengiz Ergün, büyük projelerin bir bir hayata geçtiğini belirterek, “Manisa Belediyesi olarak her yıl bütçemizin yarısından fazlasını yatırım için ayırdık. Kapısında borçlu bekleyen bir belediyeden, şükürler olsun ki milyonlarca TL yatırım yapabilen, bankalar nezdinde kredi notu yüksek ve kasasında harcayacak parası olan bir belediye haline geldik” dedi.
KESS Köprülü Viyadük’ün temeli, törenle atıldı. Temel atma törenine MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, MHP Manisa Milletvekilleri Sümer Oral, Erkan Akçay, 23. Dönem Milletvekili Mustafa Enöz, Vali Vekili Necmettin Yalınalp, Manisa Belediye Başkanı Cengiz Ergün, Cumhuriyet Başsavcısı Enis Yavuz Yıldırım, CBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Pakdemirli, Emniyet Müdürü Yunus Çetin, İller Bankası İzmir Bölge Müdürü Muhittin Menekşe, Belediye Başkan Yardımcıları Azmi Açıkdil, Tamer Çipiloğlu, Cem Çöllü, Hasan Eryılmaz, Demirci Belediye Başkanı İhsan Temel, Selendi Belediye Başkanı Nurullah Savaş, Urganlı Belediye Başkanı Halil Daşkan, MHP İl Başkanı Tamer Akkal, Ülkü Ocakları İl Başkanı Onur Pabuççuoğlu, belediye birim müdürleri ve daire müdürleri ile vatandaşlar katıldı. Törende Manisa Şehzadeler Mehteri de konser verdi.

Başkanımızın hızına yetişemiyoruz
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından törende ilk konuşmayı İller Bankası İzmir 3. Bölge Müdürü Muhittin Menekşe yaptı. İller Bankası Bölge Müdürlüğü olarak projeye kredi desteği vermiş olmaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Menekşe, “Bankamız sadece bu işe kredi vermedi. Manisa iline vermiş olduğumuz desteğimiz, 5 yıldır devam etmekte. 13 inşaata bugüne kadar kredi verdik. Bunlar; Kenan Evren Sanayi Sitesi içme suyu inşaatı, köprülü kavşak inşaatı, tretuvar düzenleme inşaatı, Malta Spor Tesisleri ve kafe çevre düzenleme inşaatı, çarşı bulvarı andezit kaplama inşaatı, birinci, ikinci, üçüncü etap asfalt yol kaplama inşaatı, Cumhuriyet Meydanı kent tasarım inşaatı, Çanakkale Şehitleri Anıtı Sergi Salonu, Manisa Kent Parkı kentsel tasarım inşaatı, Otogar inşaatı, Laleli Gençlik Merkezi. Saymakta zorlanıyoruz. Belediye Başkanımızın hızına yetişemiyoruz” dedi.


Altyapı deplasesindeki zorluklar işi bir miktar uzatacak
İller Bankası olarak desteklerinin devam edeceğini de belirten Menekşe, “Bunların yanında bir de Ulucami çevresinde kamulaştırma ile ilgili krediler açtık, ödemeler devam ediyor. Yine nazım imar planı 1/5000’lik ve 1000’lik planların yapılabilmesi için kredi verdik. Yine mal alım sektöründe arama-kurtarma araçları, itfaiye araçları için kredi verdik. Toplamda 113 milyon TL’ye yakın bir krediyle Manisa Belediyesi’ne olan desteğimizi sürdürüyoruz. Bugün temeli atılan proje için Belediye Başkanımız 15.06.2012 tarihinde bankamıza başvurmuştu. Bu tarihte krediyi çıkardıktan hemen sonra 10. ay itibariyle ihale süreci tamamlandı ve inşaatın sözleşmesi imzalandı. Sözleşmesi As İnşaat ve Barankaya İnşaat ortaklığında 11 milyon 100 bin TL olarak gerçekleşti. Bu inşaat Belediyemiz ve Bankamız arasında müşterek kontrollükle devam edecek. İnşaatın Nisan ayında tamamlanması hedeflendi ancak inşaat aşamasında karşılaşılan mevcut altyapıların deplasesindeki zorluk nedeniyle bir miktar uzayacağını tahmin ediyorum” dedi.

Atık su arıtma tesisi projesi 5-10 güne kadar tasdik edilir
Projeyle, İzmir-Manisa ulaşımını sağlayan yolun şehir içi girişini sanayi trafiğinden arındıracak bir kavşak olduğunu da sözlerine ekleyen Menekşe, “Bu kavşağın özellikle Manisalılara, hassaten de sanayi sitesi esnafına hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Trafikte seyir halinde olacak şoförlerimize kazasız belasız bir yolculuk temenni ediyorum. İnşaatın gerçekleşmesinde emeği geçen başta Genel Müdürlüğümüz olmak üzere, işin yapılmasında öncülük eden, talepte bulunan Belediye Başkanımıza, yüklenici firmaya, bankamız ve belediye denetim elemanlarına şimdiden başarılar diliyorum. Bunun yanı sıra buradan bir müjdeyi de Belediye Başkanımıza aktarmak istiyorum. Atık su arıtma tesisi, 1980’li yıllarda yine bankamız tarafından yapılmıştı. Ancak aradan geçen 30-35 sene sonrası mevcut tesis, ihtilaca cevap verememektedir. Bununla ilgili yine Belediye Başkanımızın çevre duyarlılığı burada da kendisini gösterdi. Atık su arıtma tesisi projesini Belediyemiz ihale etti. İhale edilen bu projenin onayı bankamıza sunuldu. Zira ileride belediyemiz bankamızdan kredi talep edecek. Bu proje de şuanda Genel Müdürlüğümüzde. 5-10 güne kadar bu işin tasdik edileceğini duydum. Akabinde sizden kredi talebini bekliyoruz. İnşallah arıtma tesisinde yine birlikte olacağız” dedi.

Kurumların bölgeye taşınmasıyla trafik sıkışıklığı arttı
Menekşe’nin konuşmasının ardından değişimin mimarı Belediye Başkanı Cengiz Ergün, kürsüye davet edildi. Yaklaşık 1 ay önce Yeni Oto Terminal binasının temelini attıktan sonra şimdi yeni bir dev projenin daha temelini attıklarını ifade eden Başkan Ergün, “Kentimizin acil ihtiyaçlarını belirlerken, Küçük Sanayi ve kent bağlantısını sağlayan, İzmir-İstanbul yolunda yoğun bir bölge olma özelliği taşıyan ve her yıl onlarca trafik kazasının yaşandığı bu kavşakta acil önlem alınması gerektiğini tespit ettik. Son yıllarda Adliye, Üniversite Hastanesi, Emniyet Müdürlüğü ve bankalar gibi, vatandaşın sıklıkla kullandığı kurumların da bu bölgede toplanmasıyla, mevcut kavşağın trafik sıkışıklığı daha da arttı. Tespitimizi eyleme dönüştürme kararı aldık ve trafik akışını rahatlatacak bir kavşak yapılması için proje hazırlığına başladık. Hazırlık sırasında, alışılagelmişin dışında, kentin mimari değişimine ayak uyduracak bir proje olsun istedik. Sonuç olarak bugün birçok kentte görebileceğiniz klasik alt geçit modeli yerine, daha modern ve kullanışlı bir viyadük projesini yapmaya karar verdik” dedi.

Bir itiraz süreci 3 ay uzattı
Projeyi gerçekleştirirken, diğer birçok proje girişimlerinde olduğu gibi yine garip ve belki daha önce hiçbir belediyenin karşılaşmadığı durumlarla karşılaştıklarını da belirten Başkan Ergün, “Aslında bu konuları anlatmak istemem ama yapılan haksızlık karşısında suskun kalmak ve vatandaşımızın gerçekleri duymasını engellemek de olmaz! Öncelikle bugün temelini atacağımız projemizin ihale sürecindeki sıkıntılara değinmek istiyorum. Önceki yıl Temmuz ayında belediyenin menfaatlerinin gözetildiği ve 11 milyon 100 bin TL+KDV gibi, işin niteliğine göre maliyetin altında bir rakamla ihalesini gerçekleştirerek yapım sürecini başlattık. Aslında biz başlattığımızı ve planlandığı gibi 2013 yılının ilk aylarında açılışını yapacağımızı umuyorduk. Ancak iş böyle olmadı! Diğer tüm çalışmalarımızda olduğu gibi, yine gizli bir el ihaleye itiraz ederek süreci durdurdu. Fakat Kamu İhale Kurumu’na yapılan itiraz, duyarlı kurum yetkilileri tarafından tetkik edilerek yersiz bulundu ve ihale onaylandı. Ama normalde bir ay olması gereken başlama süreci, 3 ay sonra tamamlandı ve yer teslimi tam üç ay geç yapıldı. Bu da işin planlandığı zamanda yapılmasını engellemiş oldu” dedi.

Biz sustukça kara propagandalar yürütülüyor
Bunların dışında, projelerini beğenmeyenlerin de olduğunu dile getiren Başkan Ergün, “Elbette biz kişilere ve zevklerine göre projeler üretmiyoruz. Manisa Belediyesi’ni kamu menfaatlerinin gözetildiği, kentin mimarisinin dikkate alındığı bir anlayış ile yönetiyoruz. Bu nedenle de şu an temelini attığımız projemizi yaparken kamu menfaati ve modern işlevsel mimari dışında hiçbir faktörün bizi etkilemesine izin vermedik. Ama gelin görün ki, bu tutumumuz kimilerini rahatsız etti. Bu durum, provokatif bir şekilde daha ileri götürülerek yargıya taşındı. Hatta yüzlerce insanın bitmesi için gün saydığı projenin yapımının bile durdurulması istendi. Bunları aslında bu mutlu günümüzde anlatmak istemem. Ancak biz sustukça, suskunluğumuz yanlış anlaşılıyor ve birileri bu durumdan siyasi çıkar sağlayarak “Belediye işini yavaş yapıyor” diye kara propaganda yürütüyor. Bu söylemleri çıkaranlara, yapılan yatırımı görmezden gelip yıllar önce yapılan ve parasını bizim ödediğimiz yatırımlarla kıyaslayanlara sesleniyorum; Beğenmiyorsunuz, bari yapılan hizmete saygı gösterin. Unutmayın! Halk doğruyla yanlışı ayırabiliyor ve Yüce Türk Milleti mağdur edileni hiçbir zaman yalnız bırakmıyor” diye konuştu.



2012’de onlarca yatırım
Projenin 2012 yılında temel hazırlığına başlandığını ve toplam maliyetinin yaklaşık 14 Milyon TL’yi bulacağını kaydeden Başkan Ergün, bunun gibi birçok projeye 2012 yılında başladıklarını, bir kısmını aynı yıl tamamladıklarını, bir kısmını da 2013 yılının ilk çeyreğinde tamamlayacaklarını söyledi. Projelerin son durumu hakkında bilgi veren Ergün, “Manisa Belediyesi olarak 2012 yılında yapılan yatırımların bir kısmını sayarsak; Cumhuriyet Meydanı Düzenlemesi, Fatih Çocuk Bahçesi, Uncubozköy Meydanı, Fikri Bayrıl Spor Tesisleri, Laleli Çocuk Kültür Merkezi, Güzelyurt Çocuk Kültür Merkezi, Atatürk Gençlik Merkezi, 6 Adet Muhtarlık Binası, Mümin Özkasap Spor Tesisleri, Ulaşım Koordinasyon Merkezi, Çanakkale Şehitleri Anıtı ve Diaraması, 3 adet Ulaşım Araçları Depolama Alanı, Küçük Sanayi Üst Yapı Yenilemesi, Ulu Cami Kamulaştırma Çalışmaları, Uncubozköy, Turgut Özal, Barbaros, Atatürk Mahalleleri Park Düzenlemeleri, Tarihi Efendiler Kahvesi Yenilemesi, Cemil Çöllü Kavşağı ve Parkı, Tıbbi Atık Sterilizasyon Tesisi, 13 mahallede asfalt, kaldırım, yağmur suyu, bordür çalışması, 165 Bin Ton Asfalt, Toplu Ulaşımda Dönüşüm Projesi, 3 Mahallede Demiryolu Üst Geçitleri, Yeni Mezarlık Hizmet Binası, Küçük Sanayi Modern Büfeler, Araç Parkına alınan 1,5 milyon TL tutarındaki 12 yeni araç, 40 Caminin çevre düzenlemesi, ışıklandırması ve iç onarımlarına destek, okullara 12 bin ton asfalt, 27 okula bahçe duvarı yenilemesi, Mahalle aralarına 70 kauçuk zeminli oyun grubu, 35 mahallemizde yeni spor alanı yapımı, sadece 2012 yılında 50 dekar yeşil alan” dedi.



2013’te de yatırımlara devam
2012’de başladıkları ve 2013 yılında bitecek yatırımlar hakkında da bilgi veren Başkan Ergün, “Yeni Oto Terminal, KESS Kavşağı, Tugay Karargâhı - Er Pavyonu, Ulupark İçi Düzenleme ve Gösteri Havuzu, Kültür Sitesi Dış Cephe Kaplama, Makine Mühendisleri Odası Tarihi 2 Adet Bina, Kırtık Mezarlığı Özel Mezarlar, Dış Mahalle Şeyh Fenari Parkı, Mesir Mahallesi dükkânlar, Bedesten Meydanı. 2013 yılında ihalesi yapılarak başlanacak yatırımlar da; Subay Lojmanları Otomatik Otopark, Emekliler Parkı Otoparkı, Kent Park, Oda Dernekler Proje ve Yapım, Atık su Arıtma Tesisi, Katı Atık Depolama ve Bertaraf Tesisi, Tarık Almış Yanı (Bozköy Deresi) Dere Islahı ve Peyzajı, Akmescit Deresi Peyzaj, 6 adet sevgi yolu düzenlemesi, Kapalı Çarşı Cephe İyileştirmesi, Tarihi Kırmızı Ev, Çocuk Trafik Eğitim Pisti, Haydar Deresi Islahı ve Peyzajı, Kumludere Peyzaj Düzenlemesi, Mimar Sinan Bulvarı, Mehmet Akif Ersoy Bulvarı Asfalt Yenileme, Karaköy Pazar İçi Dükkân İyileştirme, Terör Şehitleri Parkı (Çanakkale Şehitleri Yanındaki Park Alanına Atatürk Heykeli ve şehitlerin büstleri)” dedi.

Bütçemizin yarısından fazlasını yatırımlara ayırdık
Belediye bütçesinden yatırıma hep pay ayırdıklarını belirten ve bununla ilgili bilgiler veren Başkan Ergün, “Bakın bu noktada bir ayrıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum; Manisa Belediyesi olarak göreve geldiğimiz ilk aydan itibaren, bütçe durumuna göre yatırımı hiçbir zaman ötelemedik. Bütçeden yatırıma hep pay ayırdık. 2009 yılında ilk geldiğimiz dönem, imkânsızlıklarımıza rağmen 10 milyon TL, 2010 yılında 22 Milyon TL, 2011 yılında 63 milyon TL, 2012 yılında ise 105 milyon TL’lik Manisa’ya yatırım yaptık. Önceki ay da 2013 bütçesinde yatırım miktarını bu sene 160 milyon TL gibi bir hedef bütçemizde ayırdık. Bu rakamlara hizmet ve mal alımlarında sadece mal alımları dahil edilmiştir. Bu ayrıntıyı da belirtmek isterim. Bu rakam 2013 bütçesinin yüzde 82’sine denk geliyor. Yani Manisa Belediyesi olarak bütçemizin yarısından fazlasını yatırım için ayırdık. Hani meşhur bir lâf var ya ‘neredeeen nereye’ diye. Manisa Belediyesi olarak işte bugün o noktadayız. Kapısında borçlu bekleyen bir belediyeden, şükürler olsun ki milyonlarca TL yatırım yapabilen, bankalar nezdinde kredi notu yüksek ve kasasında harcayacak parası olan bir belediye haline geldik. Bu durum Manisa Belediyesi personelinin eseri. Bu, Manisa Belediyesi’ni emin ellere teslim eden siz Manisalıların eseri” diye konuştu.
Manisalı bizden hizmet bekliyor
Manisa’ya hizmetleri yaparken, ‘kendimizi değil, kentimizi düşünüyoruz’ parolasını akıllarından düşürmediklerini vurgulayan Başkan Ergün, “Hizmeti sen yaptın, ben yaptım diye kaygılanmıyoruz. Ekmeğini yediğimiz bu kent için, kim şahsi menfaatlerini bir kenara bırakıp yatırım yaptıysa, yapacaksa onun yanında oluyoruz. Ama aynı desteği kendi çalışmalarımızda da görmek istiyoruz. Manisa Belediyesi bu kentin belediyesi! Manisa Belediyesi’ni bugün yönetenler bu kentin evlatları! Biz, bugün yaşadığımız, yarın yaşayacağımız kente yanlış bir hizmet getirmedik, getirmeyiz! Bu nedenle, kenti ilgilendiren her kararda artık ‘onlar yapmasın, biz gelince yaparız’ hırsını bir kenara bırakalım. Bu vesile ile bugün temel atma törenine katılan, değerli protokole ve konuklarımıza teşekkür ediyorum. Projenin hayata geçmesinde emeği olan müteahhit firma yetkililerine teşekkür ediyor, üzücü bir kazada yaralanan işçi kardeşlerime acil şifalar diliyorum. Ayrıca, projenin hayata geçmesi için gecesini gündüzüne katan, başta Fen İşleri Müdürüm ve personeli olmak üzere tüm ilgili müdürlerime, başkan yardımcılarıma teşekkür ediyorum. Allah onlara güç, kuvvet versin. Allah onlardan razı olsun. Ustasından mühendisine hepsinin bu projelerde bir emeği var ve bu emek çok değerli. Bizim daha çok çalışmamız lazım. Manisalı bizden hizmet bekliyor ve biz de Yüce Allah’ın izni ile bu kente hizmet etmeye devam edeceğiz” dedi.

Güzel hizmetlere tanık oluyoruz
Başkan Ergün’ün konuşmasının ardından MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay söz aldı. Manisa Belediyesi’nin güzel ve önemli bir hizmetinin daha temel atma töreninde bulunmaktan mutluluk ve gurur duyduğunu ifade eden Akçay, “Gerçekten de gururluyuz. Çünkü 2009 Mart seçimleri öncesi Milliyetçi Hareket Partisi olarak, belediye başkan adayımız olarak ne sözler verilmişse hepsi de bir bir yerine geliyor. MHP’li belediyelerin en önemli özelliklerinden birisi de borçsuz belediyeler ile çok güzel hizmetler yapmaktır. Yıllardır iktidar sahipleri borçla yönetimi özendirdiler. Unutulmamalıdır borç yiyen kesesinden yer ve borçla yapılan hizmetler pahalıya mal olur. İşte Manisa Belediyesi, 2009’da göreve geldiğinde önce bütçesini ve mali durumunu güçlendirdi. Borç yükünden büyük oranda kurtuldu. Zaten Manisalılar gibi yatırımları izliyoruz, güzel hizmetlere tanık oluyoruz. Manisalılar bunları iyi biliyor ve bu hizmetler artarak devam ediyor” dedi.


Başkan’a imar planı desteği
Bu hizmetlerin şuan büyükşehir konumunda olan Manisa için elzem olan yatırımlar olduğunu vurgulayan Akçay, “Sanayi sitesi kavşağında şehir içi trafiğini, sitenin yoğunluğunu ve çevre yolu bağlantılarını da düşündüğümüzde bu yatırımın uzun yıllardır gerekli olduğunu biliyoruz.  İnşallah kısa sürede bu yatırım tamamlanacak ve biz bu güzel yatırımın açılış töreninde birlikte olacağız. Şunu da belirtmek isterim Manisa’da son aylarda imar planı tartışması yaratıldı. Belediye Başkanımıza bu konuda inanıyor, arzu ediyor ve talep ediyoruz ki bu plandan asla vazgeçmeden bu plan çıkmalıdır. Çünkü bu plan en az 23 yıldır gecikmiş ve mutlaka yapılması gereken elzem bir çalışmadır. Bu anlamda arkadaşlarımız doğru yapmışlardır. Her zaman yanlarında olduğumuz gibi bundan sonra da bu çalışmada onların yanlarında olmaya devam edeceğiz. Zaten Manisalılar da bu imar planının faydalarını büyük oranda öğrendi. Bu güzel hizmetlerin devam etmesini temenni ediyor, hepinizi gönülden selamlıyorum” diye konuştu.


Kenti değiştiren ve zenginleştiren çalışmalar görüyoruz
Akçay’ın ardından söz alan MHP Manisa Milletvekili Sümer Oral, Manisa Belediyesi’nin proje üretme ve hayata geçirme sürecini oldukça başarılı şekilde yürüttüğünü belirterek, kenti değiştiren ve zenginleştiren çalışmalara imza atan Belediye Başkanı Cengiz Ergün’ü tebrik etti. Oral, Manisa Belediyesi’nin proje devamlılığını başarıyla gerçekleştiren ender belediyeler arasında olduğunu belirterek şöyle konuştu, “Türkiye’de belediyeler arasında son derece başarılı proje yürüten yerlerden birisi, parlak örneklerin bulunduğu yer Manisa’dır. Manisa’da son yıllarda arka arkaya süratli bir şekilde kenti değiştiren, zenginleştiren çalışmaları görüyoruz. 21 Aralık’ta gene böyle hep birlikte Manisa otogarının temelini atmıştık. Buraya gelirken Belediye Başkanımıza inşaatın son durumunu sordum. Kendisi de otogarda harıl harıl bir çalışma olduğunu ve 8. ayda otogarı hizmete açacaklarını söyledi. Bu kavşağın da otogar gibi kısa süre içerisinde faaliyete geçeceğine inanıyoruz. Dikkatinizi çekerim bu son derece önemlidir. Ben yıllarca siyasetçi ve bürokrat olarak görev yaptığım süre içerisinde devlet projelerinde kaynakların sonuç vermesi ile haşır neşir oldum. İnanın bu çok zordur. Kaynak para bulunur ama o paranın sağlıklı kullanılabilmesi gerekir. Manisa’da bu sağlandı. Bu anlamda Cengiz Ergün’ü ve değerli mesai arkadaşlarını, teşkilatta yer alan herkesi kutlamak istiyorum. Bu tesisin Manisa’ya hayırlı olmasını diliyorum.  Güzel toplantımıza katılan değerli dostlarımızı sevgi ve saygıyla selamlıyorum.”
Manisa Belediyesi’nden memnunuz
Oral’ın ardından MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan söz aldı. Hayırlı bir hizmet için bir araya gelindiğini belirten Ayhan, “Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak özellikle mahalli idareler noktasında Manisa Belediyesi’nden memnunuz. Neden memnunuz? Manisalı vatandaşlarımız ilçelerini de dikkate alırsanız, Turgutlu, Salihli, Demirci, Milliyetçi Hareket Partisi ile hemhal olmuş, buluşmuş, bir araya gelmişiz. Cengiz Başkan sayesinde de bizleri teşkilatımla beraber Manisa merkezinde iktidara getirdiniz. Biz belediyelerimizden, belediyelerimizin çalışmalarından Allah razı olsun memnunuz. Siyaset anlamında bir iş üzerine gitmektense, kamu kurumları arasındaki işbirliğini, bölgeyle yakınlaşmayı başkanımız sağlamış. Allah razı olsun diğerleri de onlarla entegre olmuş, yakınlaşmış. Vatandaşa hizmet böyle gider. Ben görüyorum ki, sayın milletvekillerimizle, sayın belediye başkanımızla, teşkilatımızla Manisalılar hemhal olmuş, birleşmişler. Zaten siz Manisa’da memnun olmadıklarınızı buradan Bursa’ya doğru gönderiyorsunuz. Önemli olan hizmet. Ben bugün teşkilatımızı, belediyemizi ziyaret ettim. Manisa sokaklarını gezerken teşkilatımızın ve belediyemizin Manisalılarla bütünleştiğini gördüm. Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Bu güzel bir olay. Öncelikle hepinizden Allah razı olsun. Bize mahalli idarelerde bu yetkiyi verdiniz. Başkanımız da yüzünün akıyla bu işi götürüyor” diye konuştu.
Bu yatırımlar elzemdir
Son olarak söz alan Vali Vekili Necmettin Yalınalp ise, KESS Köprülü Viyadük Projesi’nin Manisa için önemine değinerek, kentteki trafik yoğunluğunu araç sayılarını belirterek ifade etti. Yalınalp, törene yatırımın Manisa’ya hayırlı olmasını dilemek için katıldığını belirterek, “TÜİK Bölge Müdürlüğü’nün 2 ay önce yaptığı istatistiği sizlerle paylaşmak istiyorum. İstatistiklere göre Manisa’da toplam araç sayısı 456 bin 678’dir. Bunların 151 bin 438’i otomobil, 65 bin 721 tanesi kamyonet ve kamyondur. Bunların 6 bin 221’i otobüs, 6 bin 465’ini minibüsler oluşturuyor. Traktör sayımız ise 73 bin 662’dir, ayrıca 152 bin 662 adet de motosikletimiz vardır. Kısacası kara taşıtı sayımız bir hayli fazladır. Her ay da bu rakamlarda bir artış söz konusudur. Bunları yatırımın önemini, yatırıma olan ihtiyacımızı belirtmek için söylüyorum. Bu kavşaklar, bu yollar modern yaşamın standartlarına uygun hale getirilmezse trafik sorununu halledemeyiz. Bu yatırımlar elzemdir. Sayın Belediye Başkanımıza, ekibine, amir, memur ayırt etmeden yatırımda emeği geçenleri kutluyorum. Yatırımın Manisa’ya hayırlar getirmesini diliyorum” dedi.
Başkan projeyi anlattı
Konuşmaların ardından MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, Vali Vekili Necmettin Yalınalp, Belediye Başkanı Cengiz Ergün ve protokol üyeleri, okunan dualar ve kurban kesiminin akabinde temele ilk harcı döken butona bastılar. Ardından Belediye Başkanı Cengiz Ergün, inşaat alanında proje ile ilgili Genel Başkan Yardımcısı Ayhan, Milletvekilleri ve protokol üyelerine bilgiler verdi.
Proje nasıl olacak?
Manisa Belediyesi KESS Köprülü Viyadük projesi, alışılmış battı-çıktı tabir edilen kavşak yerine bölgeye köprülü viyadük şeklinde hazırlandı. Köprü ayakları 121 adet forekazık diye tabir edilen betonarme kazıklarından oluşuyor. Bunlara prefabrik, ön germeli kirişler oturtulacak. Üst kısmı oluşturacak olan bu kısım İzmir-Bursa sürat yolunun bağlantısını sağlayacak. Alt kısım ise Manisa-Sanayi-Adliye ve İzmir güzergahının bağlantısını sağlayacak. Yaklaşık 14 milyon TL’ye mal olacak projenin yaz mevsimi öncesi tamamlanması hedefleniyor.


























Devamını oku...