5 Aralık 2012 Çarşamba

“CAMBAZA BAK!”

 “CAMBAZA BAK!”

İlhami DİNÇER/Turgutlu Haberci Gazetesi

05.12.2012 / 11:53

      “Cambaza Bak” Rauf Tamer’in meşhur sözüdür. Sık sık bu sözü kullanır. O’na göre cambaz, tel üzerinde cambazlık yapıyor iken, cepçiler, tırnakçılar,.. İşbaşındadır. Vatandaşlar heyecan içinde cambazı seyrederken onlar ceplerini doldururlar. Milletin başına çorap örüyorlar.

Ülkemiz maalesef tam “Cambazlık” oldu. “CAMBAZA BAK” sözünü kullanarak halkımızın dikkatini başka yönlere çeken medya, bu görevini çok iyi yaptığı gibi, medyayı yönlendirenlerin de maşallahı var. Ülkemiz ne zaman ciddi bir mesele ile karşı karşıya kalsa “Cambaza Bak” çılar devreye giriyor ve cambazlara dikkat çekerek vatandaşın, dolayısı ile devletin cebi boşaltılıyor.

      Ülkemizi çepeçevre çevirmiş komşularımız ile daha dün denecek kadar vakte kadar hatırı sayılır problemimiz yoktu. Şimdi, DOSTUMUZ kalmadı. Rahmetli Özal döneminde Bulgarların, Türklere karşı giriştiği soykırım ile Dünya Halter Şampiyonu Naim Süleymanoğlu için aramız bozulmuştu. Ancak, BELENE adlı dizinin, tamamı oynatılmadan Türk Devlet Gücü sayesinde Bulgaristan’ın özür dilemesi ile mesele halledilmişti. Yunanistan, Suriye, Irak,.. fırsat bulursa bir şeyler yapmaya kalkıyor, sonra geri adım atıyordu…

Şimdi başımızda AKP iktidarı ve onun anlı şanlı başkanı Recep Tayyip Erdoğan var. Başı sıkıştığında, başörtüsü konusunda olduğu gibi: “ULEMAYA SORULSUN” diyor, kendisi hakkında hoşuna (Doğru da olsa) gitmeyen haberler yazan olursa, kendini patron yerine koyup: “BEN OLSAM ÇALIŞTIRMAM” diyerek çözüm buluyor.

     BDP li bazı milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasını isteyen Sayın Başbakan, yine bu fikrini ortaya koyar iken kendi partisinin vekillerinden çekindiği için “CCEE” dedi ve kenara çekildi. Arınç ile kürt kökenli AKP li vekiller uzaktan uzağa restleşmeye başladılar. Tabii bu atışmalar devam eder iken “Ana dilde eğitim, savunma hakkı, patriotlar, toprak satışları..” na devam…

4+4+4 Eğitim Sisteminin içinden çıkamadıkları ve de çıkamayacakları için suçu dershanelere attılar. Özal’a özendiğinden olsa gerek, uçağa binerken veya uçak ile bir yere giderken gündem belirliyorlar. Başbakan’a inat(MI) Arınç “DERSHANELER KAPATILMAYACAK” diyerek gündem gizliyor. Şimdilik, dershanelerin kapatılacağı kesin gibi. Tabii beklenen fetva ne der göreceğiz. Her halde denizler ötesinden ancak gelecek. Bundan sonra “MERDİVEN ALTI” dershaneler çıkacak, dershane öğretmenlerimiz işsizler ordusuna katılacaklar. Kimin umurunda? Öğrencilere sözde “KIYAFET SERBESTİSİ” getirildi. Dün: Başını örtmek yasaktı, şimdi kısa kollu giymek. Peki öğrenciler iç çamaşır giymeden şeffaf kıyafet giyerse?.. Biri giyecek kıyafet alamaz iken diğeri en pahalı elbise giyer de “EŞİTLİK İLKESİ” bozulursa?.. Bunlar hikaye; Kürtçeyi Anayasa ve okullara soktuk ya, cambaz işine devam…

Bir yandan “İDAM” dan dem vurulurken, “BAŞKANLIK SİSTEMİ” Anayasa Komisyonunda, ülkemiz gündemini oluşturuyor. Malatya’ya kurulmuş olan Füze Kalkan’ının ne işe yarayacağı-yaramayacağı tartışmaları yanında şimdi de PATRİOT Füzeleri ülkemizin lohusa yatağına düşmesi. “AJANSLARDA TÜRKİYE’NİN NATODAN PATRİOT FÜZESİ TALEBİ DİYOR AMA BU İFADE DOĞRU DEĞİL. DOĞRUSU: (TÜRKİYE BAŞBAKANININ BİLE HABERİ OLMADIĞI HALDE NATO TARAFINDAN BU ÜLKEYE DAYATILAN PATRİOT FÜZESİ YERLEŞTİRİLMESİ..) imiş. “ATAMIZ BATTALGAZİ” İlçesinde çamura batan NATO heyeti… Bundan sonra ABD, dostu olan Irak(!) ile İsrail’i İran saldırılarına karşı korumak, füze kalkanlarını muhafaza etmek için, ülkemiz insanının kene gibi kanını emecektir.

Şimdi sırada “Muhteşem Yüzyıl” var. Rahmetli Özal, televizyonlardaki kanal sayısı çoğalıp da kültürümüze ters düşen programlardan şikâyetler başlayınca: “KUMANDA DENEN ALET VAR, BEĞENMEDİĞİN KANALI AÇMA, KAPAT” demiş ve topluma yol göstermişti. Sayın Başbakan’ın beğenmediklerine tahammülü yok ya, O kapatılsın istiyor. Kanalın kimlerin olduğunu herkes biliyor. “BAŞBAKAN DEDİ” diyerek seyirci sayısı artarsa şaşmam. Malum, kendilerine göre seçmen sayıları hala %50 üzerinde ve artıyor. Fakat Başbakanın değerlendirmesi yanlış. Bu dizi, BELGESEL değil, üstelik Kanuni’yi değerlendirmesi gereken kendi deyimi ile ULEMA yani TARİHÇİLER” olmalı, kendisi değil. .***Tarihçilerin ortak kanaati ise Kanuni Devrinin “DORUK NOKTASI” olduğudur. Yükselmenin yanında duraklama da bu dönemde başlamıştır. Osmanlı imparatorluğunun Duraklama ve Gerilemesinin sebepleri sayılırken:

1- Kadınların devlet yönetiminde söz sahibi olmaları (Hürrem Sultan)

2- Rüşvet ve adam kayırmaların başlaması

3- Fransa’ya tanınan kapitülasyonlar (Yanlış değerlendirme olabilir. Kanuni, Avrupa da güçlü bir oluşumu engellemek için böyle davrandı. Devletin büyüklüğü yanında tanınan hakların o gün için hiçbir değeri yoktu. Suç, sonraki yöneticilerin bu hakları sürekli vermelerinden kaynaklanmıştır.)

4- Oğlu Şehzade Mustafa’yı (Belki de en layık olanı) öldürtmesi. (Fatih’in çıkarttığı Kanunname gereğidir.) ULEMA(!) FETVA VERMİŞTİR

5- Dünyanın hayran olduğu Piri Reis bu dönemde öldürülmüştür….

     Elbette bu yazdıklarım karalamak-kötülemek için değildir. Haddimize de düşmez. Netice de “HATASIZ KUL OLMAZ” inancındayız ve de “KUL” uz. Kanuni de “HALİFE” unvanı da taşısa kuldur. Kanuni’yi “GÖKTEN ZEMBİL İLE İNMİŞ” gibi göstermek Sayın Başbakana da bir şey kazandırmaz, aksine: “TARİHİ BİLGİSİNİN ÖLÇÜSÜNÜ ORTAYA KOYMUŞ” veya “DİZİNİN VE DİZİYİ GÖSTEREN KANALIN REKLAMINI YAPMIŞ OLUR.

     “CAMBAZA BAK” ÇILARIN VE CAMBAZLARIN OLMADIĞI ÜLKE DİLEKLERİMLE…