23 Kasım 2012 Cuma

24 KASIM AŞURE GÜNÜ VE ÖĞRETMENLER GÜNÜ


M.Günay Sıddıkoğlu
"Şehrullahi'l-Muharrem" olarak meşhur olan, yani "Allah'ın ayı Muharrem" olarak bilinen Muharrem ayı, İlahi bereket ve feyzin, Yüce Allah'ın ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır.
Âşura Günü Muharrem'in 10. günü, 24 Kasım 2012 Cumartesi günüdür. Bu gün ayrıca “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” diye sözü edilen ve üstünlükleri Kur’an ile sabit olan öğretmenlerimizin “ÖĞRETMENLER GÜNÜ’dür.  Bu vesile ile ebediyete intikal eden öğretmenlerimizi rahmetle anıyor, hayatta olanların ellerinden öpüyoruz.
 Âşura Gününün Allah katında ayrı bir yeri vardır. Bugünde Cenâb-ı Hak on peygamberine on çeşit ikramda bulunmuş ve kudsiyetini arttırmıştır. Bu günlerde oruç tutmak çok faziletlidir.
Hicrî Senenin ilk ayı  olan Muharrem ayının 10. günü Âşura Günüdür. Muharrem ayının diğer aylar arasında ayrı bir yeri olduğu gibi, Âşura Gününün de diğer günler içinde daha mübarek ve bereketli bir konumu bulunmaktadır.
Âşura Gününün Allah katında da çok seçkin bir yerinin olduğunu Fecr Sûresinin ikinci âyeti olan "On geceye yemin olsun" ifâdelerinin tefsirinden öğrenmekteyiz.
Bazı tefsirlerimizde bu on gecenin Muharrem'in Âşurasine kadar geçen gece olduğu beyan edilmektedir.(Bak:Elmalılı M.Hamdi Yazır,Hak Dini Kur'ân Dili Tefsiri/Fecr suresi)
Cenâb-ı Hak bu gecelere yemin ederek onların kudsiyet ve bereketini bildirmektedir.
Bugüne "Âşura" denmesinin sebebi, Muharrem ayının onuncu gününe denk geldiği içindir. Hadis kitaplarında geçtiğine göre ise, bu güne bu ismin verilmesinin hikmeti, o günde Cenâb-ı Hak on peygamberine on değişik ikram ve ihsan ettiği içindir. Bu ikramlar şöyle belirtilmektedir:
1. Allah, Hz. Musa'ya (a.s.) Âşura Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile   ordusunu sulara gömmüştür.2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir. 3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur. 4. Hz. Âdem'in (a.s.) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir. 5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır. 6. Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir. 7. Hz. Davud'un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir. 8. Hz. İbrahim'in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.
9.Hz.Yakub'un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.
10. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.(Sahih-i Müslim Şerhi, 6:140.)
Âşura Gününde ilk akla gelen ibadet ise, oruç tutmaktır. Muharrem ayı ve Âşura Günü, Hıristiyan ve Yahudiler tarafından da mukaddes sayılırdı.
Aşûra günü yalnız ehl-i kitap arasında değil, Nuh Aleyhisselâmdan itibaren mukaddes olarak biliniyor, İslam öncesi Cahiliye dönemi Arapları arasında İbrahim Aleyhisselâmdan beri mukaddes bir gün olarak biliniyor ve oruç tutuluyordu. Bu hususta Hazret-i Âişe validemiz şöyle demektedir:
"Âşûrâ, Kureyş kabilesinin Cahiliye döneminde oruç tuttuğu bir gündü. Resulullah da buna uygun harekete diyordu. Medine'ye hicret edince bu orucu devam ettirmiş ve başkalarına da emretti. Fakat Ramazan orucu farz kılınınca kendisi Âşûrâ gününde oruç tutmayı bıraktı. Bundan sonra Müslümanlardan isteyen bugünde oruç tuttu, isteyen tutmadı." 'Buhari, Savm: 69.)
O zamanlar henüz Ramazan orucu farz kılınmadığı için Peygamberimiz ve Sahabileri vacip olarak o günde oruç tutuyorlardı. Ne zaman ki, Ramazan orucu farz kılındı, bundan sonra Peygamberimiz herkesi serbest bıraktı. "İsteyen tutar, isteyen terk edebilir" buyurdu.(Müslim. Siyam: 117.) Böylece Âşura orucu sünnet bir oruç olarak kalmış oldu.Âşura orucunun fazileti hakkında da şu mealde hadisler zikredilmektedir:
Bir zat Peygamberimize geldi ve sordu:
"Ramazan'dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?"
Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, "Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah'ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tevbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir" buyurdu.(Tîrmizî. Savm: 40. )
Yine Tirmizi'de de geçen bir hadiste Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:
"Âşura Gününde tutulan orucun Allah katında, o günden önce bir senenin günahlarına keffaret olacağını kuvvetle ümit ediyorum."(a..g.e., Savın: 47.)
"Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur"(İbni Mâce. Siyam: 43)
Gerek Yahudilere benzememek, gerekse orucu tam Âşura Gününe denk getirmemek için, Muharrem'in dokuzuncu, onuncu ve on birinci günlerinde oruç tutulması tavsiye edilmiştir.
Bu günde oruçtan başka hayır, hasenat ve sadaka gibi güzel âdetlerin de yaşatılması isabetli ve yerinde olacaktır. Bîr hadiste şöyle buyurular: "Her kim Aşura Gününde ailesine ve ev halkına (komşularına, akrabalara vb) ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder."(et-Tergîb ve'l-Terhİb, 2:116.)
HZ. HÜSEYİN’İN ŞEHİT EDİLDİĞİ GÜN
Âşura gününün manevi ve berraklığı üzerinde Kerbela karanlığının kesafeti de görülmektedir. 61. hicret yılının Muharrem'ine ait 10. gününde Hazret-i İmam Hüseyin (r.a.) 55 yaşında iken Sinan bin Enes isimli bir hain tarafından Kerbelâ'da hunharca şehit edilmiştir. Bu gadr ve zulmün arkasında Emevi Halifesi Yezid, onun Küfe valisi İbni Ziyad vardır. Yarım asır öncesinden Peygamberimizin bizzat haber verildiği bu ciğerleri yakan olay Hazret-i Hüseyin'i Cennet gençlerinin efendisi olma şanına yüceltmiştir.
Şehitler mükâfatını almış en yüce mertebelere ulaşmıştır. Yüce Allah'ın da zalimlere hak ettikleri cezayı en âdil bir şekilde vereceğinden şüphemiz yoktur.
ÜLKÜCÜ HABER