KÖŞE YAZILARI / 2013-04-09 12:09:18
Türkiye Cumhuriyeti 57. Hükümeti, 18 Nisan
Seçimlerinden sonra 9 Haziran 1999'da güvenoyu alarak görevine başlamış ve 18
Kasım 2002 seçimlerine kadar yaklaşık 3,5 yıl görevde kalmıştır. Bu hükümette
maliye, ticaret, ekonomi, hazine, bankalar, adalet ve içişleri, koalisyonun MHP
dışındaki ortaklarının sorumluluğundadır. Bu dönemde MHP ile en uyumlu çalışan
bakanlık, bir temizeller savcısı gibi yolsuzluğun üzerine giden Sadettin
Tantan'ın İçişleri Bakanlığı'dır. Cumhurbaşkanı'nın yeğeni de dahil, önceki
dönemlerin hortumcu bankacıları bu dönemde içeri alınmıştır.
57. Hükümet, öteden beri var olan ve 28
Şubat sürecinde pıtırak gibi çoğalarak sayıları 84'ü bulan bankaların, global
ekonomik krizlere göğüs geremeyerek Türk halkına vereceği zararın önlenmesi
için 23 Haziran 1999'da BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu)
kurulmuş; ayrıca TMSF'nin (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu)idare ve temsil
görevi de BDDK'ya devredilmiştir.
Erdoğan'ın "bankalarla devleti
zarara uğrattılar" dediği mesele, çoğu Demirel, Çiller ve Erbakan
zamanında kurulmuş veya girişimcilere satılmış kötü yönetilmiş veya
hortumlanmış bankaların 2001 Ekonomik kriziyle batmasını takiben, mevduat
sahiplerine yasa gereği devletin özerk kurumları tarafından ödeme yapılmasıdır.
57. Hükümet döneminde kurulmuş veya el
değiştirmiş bir tek banka yoktur. Tam tersine bu dönemde devreye sokulan
BDDK'nın kuruluşunu takip eden 10 yıl içinde TMSF bünyesine alınan 22 bankadan
10'u kısa sürede satılarak yeniden sektöre kazandırılmıştır. Birleşme ve devir
yoluyla çözümlenen 8 banka daha vardır. İflasve tasfiye süreci devam eden 2
banka ile Fon bünyesinde halen 1 geçiş bankası bulunmaktadır. 30 Haziran 2009
tarihi itibariyle batık bankalarla ilgili olarak 18 milyar 494 milyon dolar
borç tahsilatı yapılmıştır.
Ekonomik istikrarsızlık ve banka
krizlerinin 28 Şubat Darbesinin ekonomik sonucu olduğu konusunda görüş birliği
vardır. Gerçekten de başına en çok hortumlanmış banka düşen hükümet, 54.
Hükümettir. Sorumsuzca ortaya atılan "kanlı mı olacak kansız mı!.."
sözleriyle ve Hamas mitingleriyle tahrik edilen 28 Şubat'ın toplam maliyet
tahminleri ise 75 Milyar dolardan 250 milyar dolara kadar değişiyor. Siyasi
ihtirasları için devleti bunca zarara sokan isimlerin arasında MHP yoktur.
Yaşarbank, Yurtbank, EGS Bank, Sitebank,
Ulusal Bank ve Bank Ekspres gibi sadece 54. hükümet döneminde faaliyete geçen
bankaların devlete olan toplam zararı 3 Milyar Dolardır. Erbakan'ın mesai
arkadaşlarından halen aktif siyasette olan isimlerinden bazılarını saydığımız
zaman ise, onun halefi olan Erdoğan'ın bize söyleyecek bir sözü kalmayacaktır:
"Hükümet Sözcüsü Abdullah Gül,
Maliye Bakanı Abdüllatif Şener, Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam, Çalışma
Bakanı Necati Çelik, Adalet Bakanı Şevket Kazan, Enerji Bakanı Recai Kutan…"
Bu isimler ve sorumlulukları bir yana
sadece aşağıdaki tablo bile bu konudaki bütün tartışmları bitirecek kadar net
ve açıktır. Başbakan'ın, yüz yıl geriye gidip, "promosyon bilmez Yörüğe
neden banka kurdurdun arkadaş!" diye Sultan Reşat'tan hesap sorma
hakkı vardır, ama MHP'nin temiz mazisine dil uzatmaya hakkı yoktur.