EKONOMİ /
2013-02-27 16:10:02
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ahmet Kenan
Tanrıkulu, İzmir'de yaşayan köylümüzün ve çiftçimizin bankalar tarafından
ipotek edilerek el koyulan tarlaları ve arazileri ile soya üreticimizin
mağduriyeti hakkında TBMM'ye 4 yazılı soru önergesi verdi. Tanrıkulu "Son
on yıldır " Köylü milletimizin efendisidir " anlayışı unutulmuş,
köylü ve çiftçi vatandaşlarımız kaderlerine terk edilmişlerdir" dedi.
Konu hakkında açıklama yapan Tanrıkulu; "Tarımla geçimini
sağlamaya çalışan İzmirli köylümüz, çiftçimiz başarısız tarım politikaları
neticesinde başta Bakırçay ve Menderes havzalarında olmak üzere bankalara
borçlanmakta, ancak ya öngörülmeyen doğal afetlerin zararlarından, ya da
ürettiği ürünün para etmemesi nedeniyle bu borçlarını ödeyememektedirler.
Bu olumsuz durumun sonucunda bankalara ipotek ettirdikleri
tarlaları, bahçeleri ellerinden alınarak durum daha da vahim hale
getirilmektedir.
Son on yıldır " Köylü milletimizin efendisidir " anlayışı
unutulmuş, köylü ve çiftçi vatandaşlarımız kaderlerine terk edilmişlerdir.
Bugün ailecek, aylarca uğraşıp ürettikleri ürünler masraflarını
karşılamamakta, buna mukabil bankalar kıskaç altına almakta ve birçok alanda su
ve elektrik sayaçları borçları nedeniyle sökülmektedir.
ON YIL
ÖNCE PARA EDEN ÜRÜNLER ARTIK PARA ETMİYOR
AKP ise 'tarım destekleri veriyorum' söylemiyle
bütün bu olumsuzlukları görmezden gelmekte ve uzun yıllardan bu yana çözüm için
gerekli yasal düzenlemeleri hayata geçirmemektedir.
Hal böyle olunca; bir sonraki dönemin ürününü ekebilmek,
yetiştirebilmek için bankalardan kredi kullanan çiftçimizin borcunu biraz
geciktirmesi, tarlasının, arazisinin bankalar tarafından el koyulmasıyla
sonuçlanmaktadır.
Çiftçimiz, köylümüz hiçbir dönem bu kadar sahipsiz, bir başına
bırakılmamıştı. On yıl önce para eden ürünleri artık para etmiyor.
Bu yetmiyormuş gibi yem fiyatları arttığında; yem girdilerinden
soyanın, yerli hasat mevsimi olan 2012-Eylül ayında gümrük vergilerinin
indirilmesi ile yerli soya üreticilerimiz de mağdur edilmiştir. Oysa bu
mağduriyet; soya ithalatındaki gümrük vergilerinin hasat mevsimi olan Eylül
ayında değil de, yerli soya stokunun bittiği Şubat veya Mart aylarında
indirilmesiyle önlenebilirdi.
Ancak böyle bir zihniyetin iş başında olmaması ülkemizde tarımı
bitirme noktasına getirerek, tarihinde ilk kez saman ithal eden bir sürece
getirmiştir. Tüm bu olumsuzlukları giderilmesi ve çiftçimizin rahat bir nefes
alabilmesi için TBMM'de vermiş olduğum yazılı önergelerimle bu mağduriyetlerin
giderilmesini bekliyorum." diyerek, her alanda yaşanan sıkıntıların gün
geçtikçe arttığını dile getirmiştir." dedi.