SİYASET / 2013-03-10 12:12:17
MHP Lideri Devlet Bahçeli, "Bölücü
güruh Türk milliyetçiliğini zincirlemek ve Türklüğü silmek için AKP'nin takip
edeceği yol haritasını kanlı kalemiyle çizmiştir'' dedi.
AKP, PKK'YA ŞEREFİNİN TAPUSUNU VERDİ
Aksaray Belediye Başkanı Aday Takdimi
Toplantısı'nda konuşan Bahçeli,''İmralı canisi attığı gollerle Başbakan'ın
kontrol ve denetimini felç etmiş, üstüne üstelik PKK'nın silah bırakacağı
yalanıyla bastırdıkça taleplerine cevap almıştır. AKP, PKK'ya hem şerefinin
tapusunu vermiş, hem de Türk milletinin el sürülmez haklarına leke
sürdürmüştür. Bunun kimsenin yanına bırakılmayacağı ve henüz Türk
milliyetçilerinin son sözü söylemediği iyi bilinmelidir'' açıklaması yaptı.
TÜRK MİLLETİ ARKA ARKAYA TOKAT YİYOR
Türk milletinin ateşe atılmanın
arefesinde ve Türk devletinin parçalanmanın eşiğinde olduğunu belirten Bahçeli,
"AKP Hükümeti PKK ile tokalaşırken, Türk milleti arka arkaya tokat
yemektedir. Başbakan, İmralı canisi ile dostluk çemberi kurarken, Türkiye dört
bir koldan kumpas kümesine alınmaktadır. AKP-BDP-PKK ve CHP bölücü ortaklığı
ile sürdürülen kirli operasyon, karanlık kampanya, aziz milletimizi bitişe,
bölünmeye ve batağa doğru AKP ile sürüklemektedir" dedi.
BU CEPHE DAĞILMALI
"Milliyetçi Hareket Partisi Türk
milletinin son kalesidir, son burcudur ve yenilmemiştir, yenmeye de kimsenin
gücü yetmeyecektir" diyen Bahçeli,şunları söyledi: "AKP-PKK ve İmralı
ihanet üçgeninin en büyük hasmı Türk milliyetçiliği, Türk milleti ve Türklüktür.
Bu cephenin dağılması şarttır. Bu ortaklığın kurutulması elzemdir. Bunun için
ilk durak önümüzdeki yıl yapılacak Mahalli İdareler Seçimleridir. AKP,
Türkiye'yi bitirmeden bitirilmelidir."
AKSARAY'DAN ÇOK ŞEYLER BEKLİYORUM
Aksaray'ın Milliyetçi Hareket'e destek
vereceğine canı gönülden inanıdığını belirten Bahçeli, Aksaray Belediye Başkan
adayı Rıfkı Karabatak'a destek istedi. Milliyetçi Hareket Partisi'nin
tek ümit olduğunu söyleyen Bahçeli, "Aksaray İl Belediyesi ile ilçe
belediyelerinin tümünü sizlerden istiyorum" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli,
Atatürk Spor Salonu'nda gerçekleştirilen Aksaray Belediye Başkanı Aday Takdimi
Toplantısı'nda, bugün Türkiye'nin çok tehlikeli bir sınırda olduğunu,
tehditlerin varlığımıza ve birliğimize yönelik suikastların alarm verici bir
noktada bulunduğunu ifade etti.
Türk milletinin ateşe atılmanın
arefesinde ve Türk devletinin parçalanmanın eşiğinde olduğunu belirten Bahçeli,
şunları kaydetti:
"Milliyetçi Hareket Partisi, 385
gün sonra yapılacak Mahalli İdareler Seçimleri için gerekli çalışmalarını tüm
hızıyla sürdürmektedir.
Hatırlarsanız, 24 Ocak 2013 tarihinde,
düzenlediğimiz açık hava toplantısıyla Söğüt Belediye Başkan Adayımızı ilan
etmiş ve gayret bizden, takdir Söğütlü kardeşlerimden ve himaye Cenab-ı Allah'tan
diyerek yola çıkmıştık.
Mahalli İdareler Seçimlerine 431 gün
kala, kuruluşumuzun ocağından, Ertuğrul Gazi Sancağı'nın tüm heybetiyle manevi
semalarında dalgalandığı bereketli kaynaktan seçim çalışmalarımızı heyecanla
başlatmıştık.
MHP'YE İHTİYAÇ VAR
Bugün'de Aksaray'dayız ve il bazında ilk
adayımızı inşallah burada açıklayarak durmadan, yılmadan, beklemeden ve en ufak
bir aksamaya prim vermeden başarıya koşacağız.
Çünkü Milliyetçi Hareket Partisi'ne
ihtiyaç vardır.
Çünkü Milliyetçi Hareket Partisi'ne çağrılar
ve talepler çığ gibi büyümektedir.
Aksaray'ın makûs talihi Allah'ın izniyle
bizimle değişecektir.
İki dönem verilen ara 385 gün sonra
bitecektir.
İki dönemdir büyüyen hasret 385 gün
sonra nihayete erecektir.
Bunu biliyor, buna inanıyor, tüm
Aksaraylı kardeşlerime güveniyorum.
Aksaray'ın coşkun ırmaklar gibi Üç
Hilal'e akacağını görüyorum.
Aksaray'ın MHP'de karar kılacağına
inanıyorum.
Heyecanınız bunu gösteriyor, azminiz
bunu ispatlıyor.
Ağaçören'den Eskil'e, Gülağaç'tan
Güzelyurt'a, Ortaköy'den Sarıyahşi'ye kadar tüm Aksaray sorunlarından
kurtulmak, yüklerinden sıyrılmak istiyor.
Aksaray'ın her mahallesi, her caddesi,
her sokağı, her hanesi, her insanı MHP'yi talep ediyor, MHP'yle canlanacağını
biliyor.
BU BİR FIRSATTIR
Aksaraylı kardeşlerim MHP'nin temiz,
dürüst, ilkeli, çalışkan ve herkese elini uzatan, herkesin dertleriyle
dertlenen, herkesin ihtiyaçlarına çare arayan belediyecilik anlayışıyla
buluşmayı arzuluyor.
Bunun için 30 Mart 2014 tarihinde
yapılacak Mahalli İdareler Seçimi bir fırsattır.
Ve elbette gelecek yılki seçimler bir
milattır.
Cenab-ı Mevla izin verirse, Aksaray'ın
ters giden talihi düzelecektir.
Aksaray'lı kardeşlerimin gözyaşları,
umutsuzlukları, çırpınışları, yürek sızıları bitecek; huzur ve hizmet
arayışları MHP'li kadrolar tarafından karşılanacaktır.
Aksaray'a yapacaklarımız vardır.
Aksaray'a sözümüz vardır.
Aksaray'a vefa borcumuz bulunmaktadır.
Bu itibarla il belediye başkan adayımızı
ilk kez buradan duyuruyor, ilk kez buradan açıklıyoruz.
Aksaray'dan başlayan kutlu yolculuğumuzun,
İç Anadolu'ya öncü ve örnek olacağını düşünüyoruz.
Söğüt'ten attığımız ilk adım Aksaray'dan
aldığı takviyeyle büyüyecek ve Anadolu'nun bahtını, Anadolu'nun ufkunu
aydınlatacak, Türk milletinin kırılan hayallerini tekrar ayağa kaldıracaktır.
SÖĞÜT NEKADAR ÖNEMLİ İSE AKSARAY'DA O
KADAR ÖNEMLİ
Söğüt ne kadar tarih, maneviyat ve ecdat
hatırasıyla dolu ise, Aksaray da bir o kadar bağrında barındırdığı
güzelliklerle göz doldurmakta, imrenilecek bir geçmişe sırtını dayamaktadır.
Bu nedenle, Mahalli İdareler Seçimleri
için Söğüt'ten attığımız ilk adım nasıl tesadüf değilse, biliniz ki, Aksaray'da
rastlantı olarak seçilmemiştir.
Bu ilimizin her karışında dua, her
tarafında irfan, her duruşunda vecd, her tavrında erdem ve her adımında
insanlığa yön çizmiş hikmet ve hidayet zirvelerinin izleri vardır.
Telkin, tavsiye ve temennileriyle
maneviyatımızın kurumayan çeşmelerinden birisi olan ve "Diriyiz her
daim ölmeyiz; karanlıkta hiç kalmayız, çürüyüp toprak olmayız" diyerek
asırlar öncesinde hepimize seslenen Şeyh Hamid-i Veli, yani Somuncu Baba
Hazretleri Aksaray'da metfundur.
AKSARAY'IN İFTİHAR SEMBOLU
Taşıdığı sancağı şerifi şehitlik
pahasına da olsa, Bağdat Kalesi'ne diken Genç Osman Aksaray'ın iftihar burcu ve
milletimize mal olmuş sembol bir ismidir.
Aksaray; Zembilli Ali Efendi gibi
alçakgönüllü, Pir Ali Sultan gibi irşatla yoğrulmuş, Hallâc-ı Mansûr gibi takva
yolundan ayrılmamıştır.
Geçmişimizin muzaffer sayfalarına bu
vatan diyarından muazzam imzalar atılmış, milletimizin tarihi yürüyüşüne
minnetle andığımız destekler sağlanmıştır.
AKSARAY TÜRKİYE'NİN ÖZETİ
Milletçe sahip olduğumuz ne varsa özet
halinde Aksaray'da görmek mümkündür.
Türk milletini anlamak, değerlerini
topluca görmek, varlığını bilmek, iddia ve hedeflerinin farkında olmak isteyen
kim varsa Aksaray'a bakmalı, Aksaray'a yönelmelidir.
Birlikte yaşamanın sırrına, bin yıllık
kardeşlik hukukunun derin şuuruna Aksaray'da vakıf olmak mümkündür.
Türk-İslam medeniyetinin şaheserleri ve
rahmetle harcı karılmış güzellikleri buradan güneş gibi parlamaktadır.
Camiler, tekkeler, kervansaraylar,
hanlar, hamamlar, imarethaneler, çeşmeler geçmişimizin kokusunu, mazimizin
heybetini bugünlere kadar ulaştırmaktadır.
Aksaray dünü şimdiye, şimdiyi ise yarına
taşıma ve götürme iradesini hiç kaybetmemiştir.
AKSARAY MİLLİ RUHTUR
Hem geleneği hem de geleceği aynı ölçüde
sahiplenmek, aynı derecede birleştirmek Aksaray'ın belirgin vasfı, açık
özelliğidir.
Aksaray milli direnç, milli direniş,
milli benlik, milli inanç, milli ruhtur.
Nitekim burada Türk milletinin mahvına
neden olacak her taviz, her boyun eğme ve her tür gurur incitici eğilme
çiğnenmeye ve dağıtılmaya mahkûmdur.
Türk kimliği hala yaşıyorsa, Türklük
şiir gibi dillerden düşmüyorsa, millet olma bilinci vatanımızın hanelerinde
hala diri ve canlı şekilde parlıyorsa bunda Aksaraylı kardeşlerimin ve
geçmişten bugüne kadar Aksaray'ın muhterem katkıları çok fazladır.
Sizler, tıpkı asırlar önce haçlı
emellerine set çeken, mütecaviz saldırıları püskürten, zorluklara göğüs geren,
fedakârlıklarla vatanımıza sahip çıkan II. Kılıçarslan misali cesaretle,
dirayetle ve imanla haine dur dediniz, bölünmenin karşısına Ağrı Dağı gibi
dikildiniz.
Her daim de böyle yapacağınızdan kuşku
duymuyor, kaldı ki bunu da zorunlu görüyorum.
TÜRK MİLLETİ ATEŞE ATILMANIN ARİFESİNDE
Zira bugün Türkiye çok tehlikeli bir
sınırdadır.
Tehditler, varlığımıza ve birliğimize
yönelik suikastlar alarm verici bir noktadadır.
Türk milleti ateşe atılmanın
arifesindedir
Türk devleti parçalanmanın eşiğindedir.
Türkiye'yi yönetmekle görevli AKP
hükümeti, hepinizin gözü önünde;
- Katilden kahraman,
- Çöküşten çözüm,
- Müzakereden mucize,
- Pazarlıktan paye,
- Bölücülükten büyüme,
- Ve terörden terakki çıkarmanın, aramanın ve imal etmenin
merak ve peşine düşmüştür.
AKP hükümeti PKK'yla tokalaşırken Türk
milleti arka arkaya tokat yemektedir.
Başbakan İmralı canisiyle dostluk
çemberi kurarken, Türkiye dört bir koldan kumpas kümesine alınmaktadır.
KİRLİ OPERASYON
AKP-BDP-PKK ve CHP bölücü ortaklığıyla
sürdürülen kirli operasyon, karanlık kampanya aziz milletimizi bitişe,
bölünmeye ve batağa doğru aceleyle sürüklemektedir.
Terör lobisi AKP'yi esir almış,
kardeşliğimizi, birlikte yaşama irademizi ve vatanımızı fidye olarak
istemiştir.
Bölücü güruh Türk milliyetçiliğini
zincirlemek ve Türklüğü silmek için AKP'nin takip edeceği yol haritasını kanlı
kalemiyle çizmiştir.
Başbakan Erdoğan bu tuzağa düşmüş, bu
oyuna gelmiş ve bu sinsiliğin pençesine hapsolmuştur.
Milliyetçiliği ayaklar altına alarak
Türklüğü yok farz etmesinde fikri kırıklığı ve vicdan yozlaşmasının payı olduğu
kadar, İmralı canisi ve kanlı çetesinin de bunda tesiri oldukça belirgindir.
ERDOĞAN'IN TEK AMACI BAŞKAN OLABİLMEK
Başbakan Erdoğan için tek amaç başkan
olabilmek ve saltanatını kurumsallaştırmaktır.
Bunun dışındaki her şey ya önemsiz ve
anlamsız ya da görmezden gelecek kadar değersizdir.
Türk milletinin bölünmesi, Türk
vatanının parçalanması ve PKK'nın meşru bir unsur haline gelmesi Başbakan için
itina gösterilmesi ve tedbir alınması gereken bir husus değildir.
Şayet bugün Türkiye İmralı canisini
ağzına bakar hale gelmişse bunun vebalinin kim ya da kimlerin üstünde olduğu
bellidir.
Eğer bugün, İmralı canisi Türk milletine
meydan okuyan ve gözdağı veren bir küstahlığa ulaşmışsa, bunun sebebi de
herkesin malumlarıdır.
Nihayetinde AKP hükümetine bakan her
şeyi görecek ve tüm gerçekleri fark edecektir.
BAŞBAKAN HEZEYAN ÇAMURUNA SAPLANDI
Başkanlık sistemi Başbakan Erdoğan'ın
aklını başından almış, hezeyan çamuruna saplanmasına neden olmuştur.
İmralı canisi bu konuda Başbakan'ın
arkasında durmuş, beraberce yürümenin teminatını yattığı yerden vermiştir.
Bizzat kendisi, İmralı canisiyle eşgüdüm
ve adı konulmamış eşbaşkanlık göreviyle Türkiye üzerinde hesaplar yapmaktadır.
İmralı canisine ilgisi ve yakınlığı öyle
bir boyut almıştır ki, kartvizitine ilave olarak İmralı başyaverliğini ve
İmralı mabeyincisini zımnen iliştirmekten bir beis görmemiştir.
Başbakan'ın hırsı, kini ve Türk
milletinin her mirasına duyduğu öfkesi aklının önüne geçmiştir.
Bu gidişat hayra alamet değildir.
Bu olanlar kabul edilir ve görmezden
gelinir türden de olmayacaktır.
Başbakan onbinlerce vatandaşımızın,
onbinlerce günahsızın kanını dökmüş canavara Türkiye'yi peşkeş çekmiştir.
Meclis'teki bölücüler, AKP'nin izni ve
teşvikiyle heyetler halinde İmralı'ya gidip gelmekte, mesajlar alıp
vermektedir.
BÖLÜCÜLER KABUL GÜNLERİ DÜZENLİYOR
Bölücü terör örgütünün Kandil'deki ayağı
milletvekili kabul günleri düzenlemekte, İmralı'dan gelen haberleri almakta ve
değerlendirmektedir.
Böylece İmralı canisinin Kandil'e ve
Avrupa'ya yazdığı ihanetle kapkara kesilmiş mektuplar adreslerine ulaşmakta ve
sahiplerini bulmaktadır.
Başbakan Erdoğan daha düne kadar
"Kandil'e gidin" sözleriyle azarladığı BDP'lileri bizzat kendisi
yönlendirerek sözde barış ve çözüm elçileri adı altında dağa ve Avrupa'ya sevk
etmiş ve tüm kapıları kendilerine ardına kadar açmıştır.
BDP'liler AKP zırhıyla donanmış ve
PKK'nın inine BOP pusulasıyla varmışlardır.
Sonunda BDP'liler layık oldukları yere,
Kandil elebaşlarının huzuruna el pençe divan durarak çıkmışlar, İmralı'dan
aldıkları talimat listelerini Başbakan'ın uygun görüşüyle arz etmişlerdir.
MECLİS'İ NE HALE GETİRDİLER
Gazi Meclis'in içinden böylelerinin
çıkması tam bir yüz karasıdır.
TBMM'i dün istila ve işgale karşı
direncin karargâh merkeziyken, bu kutlu çatı milli duruşun ana damarıyken, bugün
ne hallere gelmiştir.
Düşününüz ki, AKP ve BDP teröristlerle
buluşmak ve söz kesmek için kılıktan kılığa girerek millet vekâletini yerlerde
sürümektedir.
Biliniz ki, bunların geçmişteki
uzantıları da aynı üslup ve tutumun içine girerek sömürgecilerin emir erliğine
kadar işi götürmüşler, hem kendilerini hem de nesillerini rezil rüsva
etmişlerdir.
Daha düne kadar, İmralı canisi bizzat
hükümet ve bir başbakan tarafından mesajlarının dağ kadrosuna havale
edileceğini rüyasında bile görse inanmaz, birisi söylese de aklı ve havsalası
almazdı.
HAYALDİ AKP GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRDÜ
Maalesef AKP'yle birlikte hayal olan ne
varsa gerçeğe dönmüştür.
Olmayacak ne varsa, imkânsız olarak ne
görülüyorsa hayata geçmiştir.
Gerçekten Başbakan'ın ustalık dönemi
olarak isimlendirdiği üçüncü iktidar yıllarının, Türkiye'yi yıkmak ve yok etmek
üzerine temellendiği gayet net olarak anlaşılmıştır.
Şurasını samimiyetle ifade etmeliyim ki,
AKP Türk milletine ihanetten, Türk devletini sabote etmekten suçüstü
yakalanmıştır.
Başbakan Erdoğan İmralı canisi ve
örgütüyle Türkiye Cumhuriyeti'ne savaş açmıştır.
Teröristbaşının, BDP'lilerle
görüşmesinde sarfettiği kurşun gibi sözlerine, her şeyin mihverine kendisini
koyan kokuşmuşluğuna ne Başbakan ne de hükümetinden henüz hiç bir cevap
gelmemiş, gelememiştir.
BAŞBAKAN DİLİNİ YUTTU
Görüyoruz ki, Başbakan sanki dilini
yutmuştur.
Tutanak denilen kabul edilemez
diyalogları sızdıran gazeteye her tür kötü sözü kullanmıştır da, İmralı
canisine "Sen kimsin, hadi oradan", diyememiştir.
Ne hazindir ki, Başbakan şeytandan barış
meleği yapma çabasına girişmiştir.
Hala İmralı canisinin görüşlerinin nasıl
ve kimler tarafından sızdırıldığı konusu, danışıklı dövüş halinde polemik
malzemesi yapılmaktadır.
Başbakan kurnazca, dikkatleri mazrufa
değil, zarfa çekmeye çalışmaktadır.
Aynı zamanda İmralı canisinin
diklenmelerine, küçük dağları ben yarattım edalarına bir şey olmamış gibi
suskun davranmaktadır.
Bize göre sükût ikrardan
kaynaklanmaktadır.
İMRALI CANİSİ AKP'NİN ŞİFRELERİNİ ÇÖZDÜ
Demek ki Başbakan, İmralı canisinin tüm
dayatmalarını sineye çekmiş ve beklentilerinin taksit taksit karşılanacağı
güvencesini vermiştir.
İmralı canisi, çözüm diye AKP'nin
şifrelerini çözmüştür.
Barış adı altında AKP'nin bahtını
bağlamış, bilincini dağlamıştır.
Başbakan'ın hayır dua istediği çöküş
istikameti bölücüler için altın tepsi içinde arayıp da bulamadıkları imkânlar
sunmuş, mesela BDP 41 il ve 88 ilçede yapmaya hazırlandığı 'Öcalan'a
Özgürlük, Kürtlere Statü' mitingleriyle nerede durduklarını bir kez daha
göstermişlerdir.
AKP, PKK koyunda kuşatılmışken, BDP
eskiden ne diyorsa aynısını söylemeye devam etmiştir.
BAŞBAKAN ANAYASADAN TÜRKLÜĞÜ ÇIKARACAK
Başbakan Erdoğan görüldüğü kadarıyla
anayasadan Türklüğü çıkaracak, Türk kimliğini ayıklayacak ve Kürtçülerin
beklentilerini aşama aşama cevaplayacaktır.
Artık teröristbaşı için özgür kalmanın
umudu doğmuş, çözüm süreci denilen karanlık dehliz kelepçeleri çözmeye
başlamıştır.
Başbakan, yeni yoldaşı, yeni kardeşi ve
ilelebet birlikte yürüyeceği dostuyla bölünme sürecinin görev dağılımını çoktan
yapmıştır.
CANİYİ ÖDÜLLENDİRİYORLAR
Anlaşıldığı kadarıyla, AKP'yi iktidara
getirdiğini, Başbakan'ı vatana ihanet suçundan kurtardığını iddia eden canibaşı
bu şekilde ödüllendirilmekte, bunlarla taltif edilmektedir.
Böyle giderse, terörist Öcalan özgür
kalacak, Türklük özürlü olacak, Türk milleti örselenecek, vatan özelleşecek,
milli devlet özerkleşecek, Türkiye terörün öz sermayesi haline gelecektir.
Bunun sonucunda Türkiye Cumhuriyeti'nin
yerinden yeller esecek, rejim ufalanmış bir millete, çok kimlikli bir devlete
ve çok dilli bir beşeri yapıya parçalanarak dönüşecektir.
Kurucu felsefe, Türk milletinin bin
yıllık beraberliği, Allah korusun ama çatırdayarak çökecektir.
ERDOĞAN FRENİ PATLAMIŞ KAMYON GİBİ...
Başbakan Erdoğan ya tehdit altında veya
hedefleri bunu gerektirdiğinden dolayı freni patlamış, lastiği inmiş aynı bir
yük kamyonu gibi yokuş aşağı inmektedir.
İmralı canisi attığı gollerle Başbakan'ın
kontrol ve denetimini felç etmiş, üstüne üstelik PKK'nın silah bırakacağı
yalanıyla bastırdıkça taleplerine cevap almıştır.
AKP, PKK'ya hem şerefinin tapusunu
vermiş, hem de Türk milletinin devredilemez ve el sürülemez haklarına leke
sürdürmüştür.
Bunun kimsenin yanına bırakılmayacağı ve
henüz Türk milliyetçilerinin son sözü söylemediği iyi bilinmeli, namertçe erken
zafer çığlıkları atanların son gülen taraf olmayacakları akıllardan
çıkarılmamalıdır.
İMRALI CANİSİNİ YOĞUN BAKIMDAN ÇIKARDILAR
Başbakan ve hükümeti İmralı canisine
oksijen kaynağı olmuş ve yoğun bakımdan çıkarmıştır.
Türkiye çözüm adıyla zulmün ve
parçalanmanın kenarına kadar getirilmiş durumdadır.
Artık yaşananlar çığırından çıkmış,
çizmeyi aşmış ve her şeyi ters yüz etmiştir.
Çözüm süreci ismiyle başlatılan, bize
göre tam bir çözülme ve çürümeye yol açacak olan gelişmeler, karşılaştığımız en
yoğun saldırının, en çetin düşmanlık dalgasının ve en vahim girdabın gittikçe
derinleştiğini göstermektedir.
TERÖRE TESLİM OLMANIN ADI BARIŞ OLDU
Başbakan için teröristbaşıyla masaya
oturmak, PKK'ya boyun bükmek, bölücülüğün taleplerini bir bir karşılamak
çözümdür, barıştır ve iyi niyetliliktir.
Buna karşı çıkanlar ise ırkçı, çözüm
karşıtı, terörden beslenen, ürkek ve çekingendir.
Başbakan'a göre katilden medet ummak,
Mehmetçiğimizi, polisimizi, korucumuzu ve masum vatandaşlarımızı katleden
teröristlerle içli dışlı olmak hayırlı bir süreçtir.
Ne var ki, bu rezaletlere direnmenin adı
korku salmak, korku pompalamak ve komplodur.
Başbakan açısından İmralı canisini ve
çetesini genel afla serbest bırakma, PKK'yı siyasete dâhil etme, önce
özerkliği, sonra da bağımsız Kürdistan'ı planlama; Türkiye'yi büyütmek, huzura
kavuşturmak ve kardeşliğimizi yüceltmek olarak açıklanmaktadır.
BAŞBAKAN'A GÖRE YIKIMA DUR DEMEK TAHRİK
OLDU
Bu ihanete, bu hainliğe, bu yıkıma, bu
fitneye tavır almak, tavizsiz duruş sergilemek ise tahrik ve kendine
güvensizlik olarak lanse edilmektedir.
Başbakan'a kalırsa, PKK'yla anayasa
yapmak, İmralı canisinin tekliflerine kilitlenmek, bölücülüğün hırpani ve
hayâsız önerilerine bel bağlamak akıl almaz biçimde geçmişteki yanlışları
telafi etmek, özgüvenli olmak bağlamında açıklanmaktadır.
Ancak Türk milletinin birlikte
yaşamasını seslendirmenin, milli değerlerimizin sözcülüğünü yapmanın ve terörle
mücadelenin vazgeçilmezliğini hatırlatmanın adı küfürdür, hakarettir, öfkedir
ve nefreti büyütmektir.
Başbakan Erdoğan'ın İmralı canisinin
düdüğünü öttürmesi, çekim alanına düşmesi, boyunduruk altına girmesi ve PKK'yı
aklayıp arındırması Türkiye'nin prangalarını sökmek, kanı durdurmak ve
gözyaşlarını dindirmek olarak izah edilmektedir.
Gelin görün ki, bu kalleşlik ve
yanlışlığa tepki koymak teröre ve çözümsüzlüğe hizmet iftiralarıyla
karalanmaktadır.
Bu zihniyet düşmanla masaya oturmayı
kabiliyet ve beceri olarak görmekte ve göstermektedir.
Elinde silahla, vatanımızı ve
milletimizi küresel planlar doğrultusunda tasfiye etmeyi amaçlayan şiddet
yanlılarıyla görüşmek Başbakan'a göre, yeni sayfa açmak, işbirliği
geliştirmektir.
Bu mantık garabeti, geçmişte yaşananlara
takılıp da geleceği bunun üzerine inşa etmenin çok gereksiz olduğunu
vurgulamaktadır.
BAŞBAKAN İÇİN ŞEHİDİN BİR ANLAMI YOK
Çanakkale Savaşı'ndaki ve Milli
Mücadele'deki kahramanlıkları pişkince istismar eden ve işine geldiği gibi
sonuçlar çıkaran bu siyaset anlayışı her hatıramızı çarpıtmakta ve
yıpratmaktadır.
Başbakan için şehidin, şühedanın bir
anlamı yoktur.
Ağlayan anaların, ağıt yakan gelinlerin
ve öksüz kalan yavruların bir ehemmiyeti de olmayacaktır.
Nasıl olsa her şey bitmiş ve gitmiştir.
Ve yenilgi jargonuyla konuşmak
faydasızdır.
PKK, sözde haklarını almalı,
beklentilerini gecikmeyle de olsa elde etmelidir.
Çözüm için varsın şehidin hakkı zelil
olsun, varsın kanlı bilanço görmezden gelinsin, hiç ama hiç önemli değildir.
Emin olun bu kafa yapısı Milli Mücadele
yılları İstanbul'unda görev almış olsaydı, en kısa zamanda vatandan kaçmak ve
yabancılara sığınmak için bir işgal denizaltısı gözler, biner binmez de
arkasına bakmadan kaçar giderdi.
BAŞBAKAN MHP'YE SALDIRIYOR
Başbakan Erdoğan bilhassa Milliyetçi
Hareket Partisi'ne saldırmakta, ağır sözlerle suçlamaktadır.
Ne ilginçtir ki bizim milli bir tavır
içinde olmadığımızı iddia edebilecek kadar kendisini hayal aleminde
görmektedir.
Ve devamla bizi, korkaklıkla, ülkemizi
küçük görmekle itham etmektedir.
Başbakan'a Aksaray'dan bildirmek isterim
ki; korkak mı cesur mu olduğumuzu hakikaten merak ediyorsan, 44 yıllık
mücadelemizin yalnızca herhangi bir sayfasını aralaman ve gözden geçirmen her
şeyi ortaya koyacaktır.
ÖLÜM BİLE YOLUMUZDAN DÖNDÜREMEDİ
Biz senin gibilerle mücadele ede ede,
yolundan gittiklerinle çarpışa çarpışa bugünlere geldik.
Ölüm bile bizi yolumuzdan döndüremedi.
Kurşunlar, bombalar ve idamlar bile
inançlarımızdan çeviremedi.
Sen kim, bize korkaklık yaftası vurmaya
çalışmak kim?
Biz de mangal gibi yürek, bükülmeyecek
bilek, yenilmeyecek kudret, haine aman vermeyecek cesaret, bölünmeye fırsat
tanımayacak hamiyet, Türklüğü ezdirmeyecek fazilet, milleti yalnız bırakmayacak
muhabbet, Türkiye'yi bir arada tutacak dirayet vardır ve buradadır.
Başbakan bizim ne kadar cesarete sahip
olduğumuzu sınamak ve görmek istiyorsa biz her zaman hazırız, her zaman da buna
varız.
BAŞBAKAN'IN TÜM KAPILARI PKK'YA AÇILIYOR
Biz ne BOP dinleriz, ne eşbaşkanlara
bakarız.
Ne kuru gürültüye aldanırız, ne boş
sözlere kanarız.
Ne one minute deriz, ne de sonra "Pardon,
yanlış anladınız" diyerek çark ederiz.
Sayın Başbakan senin safın bellidir ve
tüm kapıların PKK'ya açılmaktadır.
Bizim ise tek sevdamız, tek umudumuz ve
tek bağlılığımız büyük Türk milletinedir.
Sen millete bakınca 36 görürsün, biz
bakınca bir ve beraber bir cevheri fark ederiz.
Sen tarihe bakınca hayranı olduğun
Ermeni çetelerini, Damat Ferit vesikasını, provokatörleri, Dersimdeki
isyankârları, işgal birliklerini, işbirlikçi İstanbul hükümetini, yabancılar
lehine ajanlık yapan vatansızları, yediği ekmeğe sırt dönen, bastığı topraklara
fitne eken yarım insanları görürsün.
Biz bakınca, Söğüt'te Osman Gazi'yi,
İstanbul'da Fatih'i, Çanakkale'de şehitleri, Kocatepe'de Mustafa Kemal'i, Allah
Allah haykırışlarıyla milli namusumuzu muhafaza eden devasa isimlerimizi ve her
satırında millet bulunan, şehitlerimizin, mübarek ecdadımızın kanıyla yazılmış
koskoca Türk tarihini görürüz.
4. YARGI PAKETİ PKK'YA AF GETİRECEK
Sen ki, PKK militanlarını kafileler
halinde affetmek için hazırladığın 4'ncü yargı paketiyle her şeyi bir kez daha
gözler önüne zaten serdin.
PKK'nın elinde tuttuğu evlatlarımızı,
teröristlerle takas etmek amacıyla önüne koyulan ev ödevini iştiyakla yaptın.
Şimdi de yeniden dağ yoluna çıkmak için
hazırlık yapan ve Kandil'de yeni fotoğraflar ihanet pozları vermeye hevesli
olan BDP'lilerin, ikinci Habur sahnelerini Türk milletine yaşatmaları için
elinden geleni ardına koymuyorsun.
Ne yaparsa yapsın, Başbakan Erdoğan
çözüm diye çözülmeyi Türk milletine kabullendiremeyecektir.
Eli kanlı canilerin hürmet ve itibar
görmelerini sağlayamayacaktır.
İmralı canisi ve militanlarını affetme
hazırlıklarını inşallah sonuca ulaştıramayacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi emniyettir ve
aşılmamıştır.
Milliyetçi Hareket Partisi Türk
milletinin son kalesidir, son burcudur ve yenilmemiştir, yenmeye de kimsenin
gücü yetmeyecektir.
BUNLARIN EN BÜYÜK HASIMLARI TÜRK
MİLLİYETÇİLERİ
AKP-PKK ve İmralı ihanet üçgeninin en
büyük hasmı Türk milliyetçiliği, Türk milleti ve Türklüktür.
Bunlar elenmeden, eritilmeden,
tırpanlanmadan ve tarumar edilmeden Türkiye'nin bölücü terör karşısında geri
adım atması ve mağlubiyet psikolojisine kapılması hiç kuşku yok ki mümkün
değildir.
Bunun için bu üç değerimiz baskı ve
taciz altındadır.
Başbakan Erdoğan ve tetikçi parti
sözcüleri, bir asır evvel benliğimizi, bağımsızlığımızı, varlık haklarımızı ve
milli kimliğimizi boğmaya çalışanların varisi olduğunu değişik fırsatlarda
göstermiş, ortaya koymuşlardır.
Bunlar;
√ Milletimizi soykırımla itham edenleri "fikir özgürlüğü"
adına hoş görmüşlerdir.
√ Peygamberimize yapılan hakaret karşısında Avrupalı dostlarını
terbiyeye davet edemeyecek kadar acizliğin içine gömülmüşlerdir.
√ Ahlâk ve namus istismarı yaparken Avrupalı olmak adına zinayı suç
saymaktan çıkarmışlardır.
√ İslâm'ı dilinden düşürmeyen, sonra gidip kilise destekli
üniversitelerden onur ödüllerini göğüslerini gere gere almaktan hicap
duymamışlardır.
√ Bir yandan inananlardan oy dilenen, sonra gidip Papa heykelinin
önünde de imza atmaktan utanmamışlardır.
√ İmam Hatipli kardeşlerimizi ve başörtüsünü istismar etmişler, ancak
Heybeliada Ruhban Okulunu açma niyetlerinden de yorulmamışlardır.
√ Ortadoğu'da ve Irak'ta insanlık dramına ve zulme eşbaşkanlık
yapmaktan kaçınmamışlardır.
√ Kardeş bellediklerine sırt çevirmişler, Müslümanlara yönelik
düzenlenen NATO operasyonlarına onay vermişlerdir.
√ Doğuda başka, batıda bambaşka konuşma ikiyüzlülüğünden rahatsızlık
duymamışlardır.
AKP sahtekârlığının, AKP yalanının
foyası ortaya çıkmıştır.
BAŞBAKAN'IN MASKESİ İNDİ
Başbakan'ın Türklüğe ve milliyetçiliğe
karşı başlattığı hasmane tutumu onun gerçek yüzünü ele vermiş, maskesini
indirmiştir.
Başbakan bölücülük çığının altında
kalmıştır.
Türk milletine ömür biçenlerin büyüsüne
aldanmış, tesiri altına girmiş, dümen suyuna kapılmıştır.
Bölücüler, haramzadeler, bedbahtlar,
nankörler, soyguncular, faizciler, sıcak paracılar, para simsarları, terör
ağaları, rantiyeciler, yeni firavunlar, teröristler el birliği etmiş, üzerimize
çöreklenmiş ve AKP sedirinde başköşeye oturtulmuşlardır.
Bu cephenin dağılması şarttır.
Bu ortaklığın kurutulması elzemdir.
Bunun için ilk durak önümüzdeki yıl
yapılacak Mahalli İdareler Seçimleridir.
AKP TÜRKİYE'Yİ BİTİRMEDEN BİTİRİLMELİDİR
AKP hükümeti bu seçimde mutlaka
milletimizin uyanışı ve ikazıyla tanışmalı, arkasından yapılacak
Cumhurbaşkanlığı seçimiyle sarsılmalı ve sonrasında yapılacak Milletvekili
Genel Seçimiyle de tasfiye olmalıdır.
Millet ve devlet bekası için bu yeri
dolmayacak bir önemdedir.
AKP, Türkiye'yi bitirmeden
bitirilmelidir.
AKP, Türk milletini bölmeden siyasi
gündemden silinmelidir.
Artık tereddütle, oyalanmayla
geçirilecek ve heba edilecek zaman kalmamıştır.
Aziz milletimiz kendi kaderine leke
sürdürmemeli, AKP'yi sandıkta tepeden tırnağa sürgün etmelidir.
İmralı'ya brifing verecek, yüz sürecek,
Medine dilencileri gibi el açacak kadar süfli olanlar toz duman edilmelidir.
Türkiye'yi Yeni Büyükşehir Belediyesi
Kanunu kanalıyla, federasyona götürecek kadar gözü dönmüş soytarılar
tahtlarından indirilmelidir.
Açlık, yokluk, işsizlik, üretimsizlik
AKP'ye fatura edilmeli; BOP'çuluk, bölücülük, hainlik kimsenin yanına
bırakılmamalıdır.
AKSARAY'IN MÜHRÜNÜ MHP'YE VERİN
Bu çerçevede Aksaray'dan çok şeyler
bekliyorum.
Aksaray'ın Milliyetçi Hareket'e destek
vereceğine canı gönülden inanıyorum.
Bu ortamda uzlaşma, ortak irade ve
dayanışmayla Aksaray Belediye Başkan adayımız olarak belirlenen değerli dava
arkadaşım Sayın Rıfkı Karabatak'a desteklerinizi bekliyor ve Aksaray'ın
mührünü vermenizi diliyorum.
Hepinizin huzurunda Sayın Rıfkı
Karabatak'a başarılar diliyor, alnının akıyla bu siyasal imtihandan çıkıp,
Aksaray Belediye Başkanı olacağını ümit ediyorum.
Unutmayınız ki, Milliyetçi Hareket
Partisi tek ümittir.
Milliyetçi Hareket Partisi AKP'den hesap
soracak tek güçtür.
Ve Milliyetçi Hareket Partisi iktidarın
tek alternatifidir.
MHP'ye rağmen hiçbir kötü niyet
başaramayacaktır.
Aksaray'da hayatını kazanan her
kardeşim, kökeni, yöresi ve mezhebi ne olursa olsun bizim her şeyimiz ve yeri
dolmayacak değerimizdir.
Kimseyi ayırmadan, kimseyi dışlamadan ve
kimseyi ihmal etmeden herkesi kucaklayacağız, herkesi bağrımıza basacağız.
Siyasal inanışı ve gönül verdiği partisi
farklı olsa da tüm vatandaşlarımızın desteğine ve yardımına talibiz.
Biliniz ki, bizim dilimiz kardeşliğin,
birliğin nağmeleriyle anlam kazanmıştır.
Biliniz ki, bizim düşüncelerimizde
ayrımcılığın, farklılıklaştırmanın, ötekileştirmenin, dışlamanın ve
uzaklaştırmanın en ufak kırıntısı bile yoktur ve olmayacaktır.
Biz, doğudan batıya, kuzeyden güneye her
insanımızı Cenab-ı Allah'ın bir lütfu ve emaneti gören engin bir hassasiyet,
feraset ve duyarlılığa sahibiz.
AKP'Lİ SEÇMENE ÇAĞRI
AKP'ye oy vermiş kardeşlerim çağrım
sizleredir.
CHP'ye ve diğerlerine destek sağlamış
kardeşlerim mesajlarım sizlere yöneliktir.
Bizim aramızda herkese yer vardır.
Bizim kapımız herkese açıktır.
Bizim sevgimiz herkese yetecektir.
Bizim elimiz herkese uzanacaktır.
Ağır buhran ve bunalımlarla boğuşan
milletimizin biricik güvencesi artık Milliyetçi Hareket Partisi'nden başkası
değildir.
Milliyetçiliğin ve kardeşliğin yegâne
siyasi temsilcisi olan Milliyetçi Hareket Partisi tüm gönülleri kazanmak ve her
kalbe girmek için mücadele verecektir.
Türkiye'nin içine hapsedildiği cendereyi
kıracak tek siyasi güç, Türkiye'nin milli çıkarlarının bekçisi ve milli
birliğinin, dirliğinin ve birlikte yaşamasının sigortası Milliyetçi Hareket
Partisidir.
Milli vicdanın sesi olarak bugüne kadar
aziz milletimizi bilgilendirmek ve rehber olabilmek didindik ve bu yöndeki
çabalarımızı son güne, son saate kadar sürdürmekten de vazgeçmeyeceğiz.
Bizler meşru ve demokratik yollardan ve
sadece büyük Türk milletine güvenerek hedeflerimize ulaşacağız.
YEREL SEÇİMLER TÜRKİYE İÇİN BİR KURTULUŞ
Mahalli İdareler Seçimleri, Türkiye'nin
kurtuluşu için ümit, tavizkâr zihniyetten hesap sorma gününün başlangıcı
anlamına gelmesi bakımından dönüm noktası olacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi, bu şerefli
göreve taliptir; kadroları ve projeleriyle buna hazırdır.
Başı dik, gönlü yüce, kalbi vatanı ve
milleti için çarpan; inancının, ülküsünün yılmaz takipçileri olan siz muhterem
dava arkadaşlarımdan daha fazla çalışma, daha fazla gayret ve fedakârlık
bekliyorum.
Ve Aksaray İl Belediyesi ile ilçe
belediyelerinin tümünü sizlerden istiyorum.
Türk siyasi tarihinin en kritik seçimine
gidilirken Milliyetçi Hareket mensuplarını bekleyen en önemli görev, Türk
milletinin doğruları görmesini önlemek için çekilen kara perdeleri yırtarak,
gerçeklerin penceresini açmaktır.
Siz değerli arkadaşlarımdan istediğim;
yılmadan, usanmadan, bezginliğe ortam açmadan, dedikodulara meydan bırakmadan
her tarafı gezerek doğruları anlatmaya devam etmenizdir.
Milliyetçi Hareket, Cenab-ı Allah'ın
yardımı ve Türkiye'nin milliyetçi özünü ve ruhunu temsil eden gerçek
vatanseverlerin oylarıyla başarıya ulaşacak ve hedeflerine varacaktır.
İnadına ve ısrarla koşacaksınız,
konuşacaksınız, dostluk halesini genişleteceksiniz, istikrarlı şekilde
büyüyeceksiniz, Aksaray'a kurtuluş ve yükseliş müjdesi vereceksiniz.
İHANETLERİ TEK TEK ANLATIN
Yapılan yanlışların, kusurların,
ihanetlerin ve ikiyüzlülüklerin hesabını tek tek soracağımızı ısrarla
anlatacaksınız.
Bu toplantımızı tertip eden Aksaray İl
Başkanlığımıza, tüm dava arkadaşlarıma ve emeği geçen herkese teşekkürlerimi
sunuyorum.
Türk milletinin milli varlığına ve milli
kimliğine sahip çıkacak dava arkadaşlarıma çalışmalarında üstün başarılar
diliyorum.
Yolunuz açık, Cenab-ı Allah yar ve
yardımcımız olsun."