27 Mayıs 2013 Pazartesi

MAKAM ARACI SALTANATI




KÖŞE YAZILARI / 2013-05-27 09:50:12
Mutlu bir hafta dileyerek ve size bir rakam vererek başlayalım; "218 milyon lira." Eski telaffuzla "218 trilyon" lira. Bu rakam nedir biliyor musunuz?Hükümetin bir süredir uyguladığı yeni yöntem yüzünden makam araçlarına bir yılda ödenen kira bedeli. Yanlış duymadınız, bürokratlarımız keyifli seyahatler yapsınlar diye milletin cebinden her yıl 218 milyon lira MAKAM ARACI KİRASI olarak ödeniyor.
"Peki en yüksek kirayı ödeyen kim?" diye soran olursa, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç. Kılıç için kiralanan lüks otomobilin aylık kirası 18 bin lira. Yanlış duymadınız, 18 bin lira.Yıllık kira bedeliyse 216 bin lira. Peki otomobilin fiyatı? Bu kira bedeli ile 2 yılda alınabilecek bir otomobil.
Cumhuriyet tarihini neredeyse "Çalma-çırpma" tarihi olarak sunan Başbakan Erdoğan gözünün önünde ve göz göre yaşanan bu tek örnekten bile rahatsızlık dulmuyor.Milletin parasından her yıl 218 milyon lirayı, bürokratlarının MAKAM ARACISALTANATINA harcıyor. Biz ne dersek diyelim, mutlaka bir manevra alanı bulacaklardır. Gelin sözü ilahi adalete bırakalım;
İsrâ Suresi 27. Ayet;
Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankörlük etmiştir.
Başbakan sıkça vurgu yapar dini değerlerimize. Evet konuya da vakıf, eğitimini almış. Ancak, sadece araç saltanatından bile devletin malını, milletin parasını bu kadar pervasızca saçıp savurduktan sonra, bırakın bilmeyi, yutmuş olsanız ne yazar? Bakın bir başka örnek;
"Bir harp sonrasında Hz.Peygamber'e: 'Filanca, falanca şehit oldu' diye tekmil verdiler. O, bunların birisi için şöyle dedi: 'Hayır! İşte o dediğiniz kişi şehit olmamıştır. Ben onu cehennem içinde görüyorum. Sebebi de, kamu malından ( Beytü'l mal'dan) çaldığı bir giysidir." Hz. Peygamber bunun ardından Hattab oğlu Ömer'i çağırarak şu talimatı verdi: 'Git, ey Hattab oğlu, git de insanlara şunu duyur: Cennete yalnız ve yalnız müminler girecektir."
Buradaki ifadeye bakar mısınız? "Devlet malından çalmayı, dinden çıkmakla eşanlamlı" görüyor.
Cevap konusunda ustalığıyla bildiğimiz iktidar üyelerine bu soru yöneltilse eminim verecek cevap bulurlar. Çok sıkışırlarsa; "Çalma bunun neresinde, araçlar için kira ödüyoruz sadece."
E biz de çalma derken, "Kar maskesi takıp, gece yarısı evimize girip, cüzdan aşırıyorsunuz" demiyoruz ki zaten. "Saltanatınız için, size teslim ettiğimiz paramızdan aşırıyorsunuz." Bir nevi emanete hıyanet.
HESAP SORACAKLARA BAKIN !
Bu rakamları görünce aklıma ne geldi biliyor musunuz? Başbakan Erdoğan'ın Devlet Bahçeli'ye hitaben sözleri.
-Sayın Bahçeli, sizin döneminizi her yanıyla araştıracağız.Bekleyin görün.
Bakın, hiçbir şekilde taraf olmadan, samimiyetle diyorum ki, bu küçük(!) örnekle ilgili soru şu;
"Bir yılda makam araçlarına, milletin parasından 218 milyon lira ödeten Başbakan, Başbakan Yardımcısı olduğu günlerde, "Parti çalışmasına gidiyoruz.Devletin makam aracını değil,partinin aracını getirin" diyen Devlet Bahçeli'den mi hesap soracak?
Kanaatim şudur; Soruşturma daha garajda sona erer. Ama diyelim ki yürüdü. Ben size sonuç raporu ile ilgili bir tüyo vereyim. Haysiyetli raportörlerin final cümlesi şu olur; "Yahu biraz edep, biraz haya"
ŞU KİRAYA BAKIN
Saltanat ve savurganlığın tek adresi garaj değil ki. Sözgelimi Enerji Piyasasını Düzenleme Kurulu'nun(EPDK) binası için ödenen aylık kira ne kadar biliyor musunuz? "232 bin lira." Yılda 2 milyon 800 bin lira. Yine eski hesap 2 trilyon 800 milyar lira. Üstelik bina henüz inşaat aşamasındayken kiralandı ve 2 yıllık kira ücreti, yani 5 milyon 600 bin lira da peşin ödendi. Ve inşaat bu parayla tamamlandı. Buna bir de 10 yıllık kiralama garantisini ekleyin, toplamda devletin bir kurumun binası için 10 yılda ödeyeceği kira tam 28 milyon lira.
Şimdi elinizi vicdanınıza, aklınızı da başınıza alıp düşünün, emlakçıların değerlendirmesine göre 7-8 milyon liraya alınabilecek bir binayı 4 katı para ödeyerek 10 yıllığına kiralamadaki eylemin ve sonucunun tarifi, yukarıda alıntı yaptığımız İsra Suresi'nin 27. Ayeti değil de nedir? Üstelik, binayı adamın cebine koyduğun para ile yaptırıp kiralamak emin olun başka ayetlerin de konusu. Peki kim o binanın sahibi? Efendim hepsi birden olmaz ki, onu daha sonra ayrıntılı konuşacağız.
"BATIK BANKACI"YA 13 MİLYON
Bunları yazarken haber hafızamız bakın bize ne hatırlattı? Hani Devlet Bahçeli Başbakan'a sormuştu;
-Batık bankacılarla Bozöyük'te ne görüştün?
Başbakan'da cevap vermişti ya;
-O işadamı Halis Toprak'tır. Ve bakın bakalım elinde '1 tane' fabrikası var mı? Doğruydu, Bozöyük'teki çiftliğinde görüştüğü Halis Toprak'ın "1 tane" fabrikası yok elinde, tam "22 tane" var. Bunu sonraya bırakalım. Asıl mevzu şu;
O bankacılardan biri de Mustafa Süzer'di. "Hadiiiii, kafamızı karıştırma Murat İde" demeyin. Yıllık 2 milyon 800 bin lira kira ödeyen bu EPDK var ya, geçmişte ne yapmıştı biliyor musunuz? İstanbul'daki GÖKKAFES'ten 13 milyon liraya ofis satın almıştı. Yıllık 700 bin lira ortak gider ödenen bu ofis hiç olmazsa satın alınmış. Bir nevi teselli ikramiyesi var. Ama bu GÖKKAFES kimin? Bingoooo; o batık bankacılardan biri olan Mustafa Süzer'in.
Ne güzel değil mi? Devlet Bahçeli'nin, tek cümlelik KİMYA BOZAN sorusu bize ipuçları vermeye devam ediyor. Ve ne yana saparsak sapalım, tüm yollar "ROMA"ya çıkıyor.
**
"VATAN"
Tüm bunlar olup biterken, Torosların eteğinde, Çukurova'da öyle bir "VATAN" dedi ki milletim, Cumartesi gecesi keyifli uyudum. Bir işaretiyle yanına koşup elini öptüğüm Hacı amcanın imanı da meydandaydı, "Kardeşim" diye boynuma sarılan ablalarımın sevgisi de.. Ben boşuna demedim, "Bundan güzel doğum günü, ad günü kutlaması olur mu?"diye. Anamdan sonra,bu kardeşinizi yeniden doğurdunuz. And olsun ki hiçbiriniz "OLMADI MURAT" demeyeceksiniz.