17 Ocak 2013 Perşembe

BAŞBAKANA SORUYORUM: KİM MÜFTERİDİR? KİM NAMUZSSUZDUR? KİM ŞEREFSİZDİR


“Ülkücü” terimi, Rahmetli Türkeş ile Siyasi Dilimize Girmişti. “OSLO GÖRÜŞMELERİ” de Başbakan Erdoğan Döneminde Kalbimize Saplanan Bıçak Misali Dilimize Girdi. Ülkücü Teriminden Sadece Vatan Hainlerinin Korktuğu-Çekindiği Bir Ortamda, Oslo Görüşmelerinden ise PKK ve Apo Hayranları Hariç Herkes Rahatsız.

İlhami DİNÇER;17.01.2013 / 12:37

AKP Grup Başkan vekilinin dediğine göre: 2009 da, MİT yetkilileri ve PKK yöneticileri arasında Norveç’in başkenti Oslo da başlamış, Türk Milletinden (Kaç defa yapıldığı, neler konuşulduğu) sır gibi saklanan görüşmeleri ilk defa Sayın Bahçeli gündeme getirmiş ve Başbakan’a sormuştu. “EŞKİYA ELEBAŞISI İLE NELERİN PAZARLIĞINI YAPIYORSUN? TÜRK MİLLETİNE AÇIKLA” 
Başbakan ise Kayseri’de katıldığı mitingde: “BİZİM DÖRT KEZ BUNLARLA (TERÖR ÖRGÜTÜ) BİR ARAYA GELİP OTURDUĞUMUZU SÖYLEME ŞEREFSİZLİĞİNİ YAPANLAR, BU ALÇAKÇA İFTİRADA BULUNANLAR, BUNUN HESABINI HER YERDE VERECEKLERDİR.” diyerek sözde cevap vermişti. 
Bu karşılıklı atışmalar sonrası Oslo Görüşmelerinin ses kayıtları İnternete düşünce, görüşmelere katılmış olan ve pazarlıkları yapan bu günün MİT Müsteşarına mahkeme yolu göründü. Cumhuriyet Savcısının Müsteşarı ifadeye çağırması, Başbakanı çileden çıkardı. “Görüşme yapıldığını söylemek şerefsizliktir” diyerek Kayseri de gürleyen Erdoğan, MİT Müsteşarının ifade vermeye gitmesine hemen karşı çıktı. “Anayasaya göre Suç işlediği” için mahkemeye çağrılan Hakan Fidan’ın mahkemeye gitmemesi için apar topar (Sayın Erdoğan’ın isteği üzerine) Anayasa değişikliğine gitti AKP. Meclis sabaha kadar çalıştırılıp “SIR KÜPÜ OLAN MİT MÜSTEŞARI” mahkeme kapısından geri çekildi.
“ŞEFFAF YÖNETİM, PAŞALARI BİLE YARGILIYORUZ, 12 EYLÜLCÜLERDEN HESAP SORUYORUZ, GENEL KURMAY BAŞKANLARINI BİLE SİLİVRİ’YE GÖNDERİYORUZ…” diye övünen zihniyet, Terör Örgütü ve lideri ile yapılan pazarlıkların ortaya çıkmaması için MİT Müsteşarına mahkeme yolunu kapatıverdi.
Sayın Bahçeli de haklı olarak. “İMRALI CANİSİ İLE GÖRÜŞME VE MÜZAKERELER HİÇBİR ŞÜPHEYE YER BIRAKMAYACAK ŞEKİLDE ORTAYA ÇIKTIĞINA GÖRE, ŞEREFSİZ KİMDİR? ŞEREFSİZLİK KİMİN PAYINA VE HANESİNE DÜŞMÜŞTÜR?” sorusunu sorarak cevabını istemektedir. Hatta “…BÖYLECE HAK YERİNİ BULSUN, BİZİM PAYIMIZA GECİKMİŞ İADE-İ İTİBARI, SANA DA YÜZ KIZARIKLIĞI VE BİR ÖZÜR DİLEME BORCU OLSUN” diyerek işi “Tİ” ye almaktadır.
Yine hatırlayınız bir ara Bahçeli: “TERÖRİST BAŞININ İMRALIDA OLUP OLMADIĞINI?” sormuş, cevap vermede açıkta kaldığını zanneden Bursa Milletvekili Arınç, 2010 yılında Turgutlu da yaptığı konuşmada söylediği: “BİZ TERÖRİSTLE-ÖRGÜTLE PAZARLIK YAPACAK NAMUSSUZ VE AHLAKSIZLARDAN DEĞİLİZ.” sözlerini unutup, “EV HAPSİ DÜŞÜNÜLEBİLİR” diyerek, kucağında taşıdığı taşlar ile aklındakileri ortaya döküvermişti. Arınç, bununla kalmadı. Terörist başını acındırmaya kalktı. Bebek Katilinin okul yıllarından dem vurmaya başladı. “TALEBELİĞİNDE NAMAZINDA NİYAZINDA İDİ” diyerek yeni bir kapı araladı. “APO’YA AF VE SERBES BIRAKILMASI”
Bir döneme adını vermiş olan 10. Osmanlı Hükümdarı Kanuni, Avrupa da güçlü bir Hristiyan birliğini engellemek için her fırsattan faydalanmıştır. Bu yüzden, Katolik Dünyasında ortaya çıkan Protestanlık Mezhebini desteklemiş, kendisinden yardım isteyen Fransa Kralına “Françesko Eyaleti’nin başkanı” demiş, istediği kişiyi Macaristan tahtına oturtmuştur. Avrupa’nın tek İmparatoru olmak isteyen Alman İmparatoru Şarlken’i ise muhatap dahi kabul etmemiştir. Kazandığı Bağdat Seferini tebrike gelen Germen İmparatorluk Elçisini, Veziri ile muhatap etmiştir. Vezir, temsilciye: “HÜKÜMDARIM, KRALINA ŞURASINI VERDİ. BURALARINI DA KENDİNE AYIRDI. GİT KRALINA SÖYLE; YAĞMUR BULUTLARI GİBİ DOLANIP DURMASIN. KENDİNE GÜVENİYORSA…” diyerek haddini bildirmiştir.
Filmdeki Başbakanın beğenmediği Kanuni bu idi. Şimdi AKP kadroları, yandaş basın ve medya soyunup, meydana çıkmış parsa toplamaya çalışıyorlar. “Apo ile görüşülsün anlaşılsın” diyenlerin oranı da her gün artıyormuş. (!) “Apo, PKK ve KCK ile anlaşma mutlaka yapılmalı” imiş…. Hani biz devlet olarak güçlü idik? Güçlülük, ufak çocukların pazılarını şişirerek: “YUMURTALARA BAK” demesine benzemiyor. Gücün var ise, Kanuni gibi oturduğun yerden hükmedeceksin. 
Paris te öldürülen PKK lıların ölümü ve sebepleri bir tarafa, Erdoğan’ın sözleri ve tutumu garipleşmeye başladı. Bahçeli: “TERÖR ÖRGÜTÜ LİDERİ İLE NELER GÖRÜŞÜYORSUN AÇIKLA” dediğinde Bahçeli’yi şerefsizlikle suçlayan Başbakan, şimdi Fransa Devlet Başkanına, söz söylemeye çabalıyor. “SEN KIRMIZI BÜLTENLE ARANAN TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYESİ İLE NASIL GÖRÜŞÜRSÜN?” diye de aklınca hesap soruyor. Kendisi: Terör örgütü lideri ile pazarlık yapacak, rakip Fransa Devlet Başkanı terör örgütü üyesi ile görüşemeyecek. Çünkü “O BİZİM TERÖRİST, BİZ ONUNLA PAZARLIKTAYIZ..”
PKK terörü, Türk Milleti ve Devletinin meselesidir. Avrupalı, bizim böyle bir derdimizin olmasından memnun olur. Hatta terör örgütlerini destekler. Türkiye’nin bu tür belası onlara huzur verir. Sen, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak PKK elebaşını, muhatap alır ve pazarlıklar yapar, terörist başına “TELEVİZYON VERDİM… ONUNLA YAPTIĞIM PAZARLIKLARI AÇIKLAYAMAM” dersen ciddiyetine kim inanır? Fransa Devlet Başkanı muhatap olur mu sana?
AKP iktidarı ve Başbakanın APO ile yaptıkları pazarlıklar sonrası; AKP kurucusu dört kişiden biri olan Abdüllatif Şener’in: “EZBER BOZANLAR” programındaki, “BAŞBAKANA SORUYORUM: KİM MÜFTERİDİR? KİM NAMUSSUZDUR? KİM YALANCIDIR?” sorularını hatırlatarak ve bu sorulara verilecek cevapları bekleyeceğimizi bildirerek, yazımızı noktalayalım.
Kaynak:http://www.habercigazetesi.org/haber-1525-BASBAKANA-SORUYORUM-KIM-MUFTERIDIR-KIM-NAMUZSSUZDUR-KIM-SEREFSIZDIR.html