26 Ocak 2013 Cumartesi

KÖTÜLER, KENDİLERİNE TAHAMMÜL EDİLDİKÇE DAHA ÇOK AZAR! İlhami DİNÇER





İlhami DİNÇER
23.01.2013 / 00:00

 Geçen günler Turgutlu’ya gelen AKP Manisa milletvekilinin söylemiş olduğu söz, her ne kadar: “ŞAKA İDİ, TEMSİLİ İDİ,..” denilse de, içlerindekini dışarıya çıkarmanın tezahüründen başka bir şey değil. “TURGUTLU’NUN KRALI AZMAN’DIR.” cümlesinin altında yatan gerçeği isterseniz: “CUMHURİYET DÜŞMANLIĞI” olarak da nitelendirebilirsiniz. Bu güne kadar, AKP kadrolarının kıyaslamalarında: “80 YILDA YAPILANLAR VE 10 YILDA YAPTIKLARIMIZ…” kıyaslamalarından hareketle, AKP li vekilin aklında ve duygularındaki görüntüleri Azman’ın şahsında, ayna tutarak dışarıya yansıttığını da söylemek mümkün.


***Başbakan, “DEVLET BAŞKANLIĞI” terimini kullanırken dahi düşündüğünü bu kadar açıkça söylememişti. Belki de, “BENİM YERİME SEN SÖYLE” direktifi ile söylenmiş sözlerdir bu sözler. Turgutlu da bulunan İlçe Başkanı, Ankara da bulunan Kral’ın Turgutlu Şubesi olarak tahayyül edilmiş ise, orada demokrasinin “D” harfinden dahi söz edilemeyeceği gerçeği vardır. Demek ki düşünülen fakat söylenemeyen “DEVLET BAŞKANLIĞI” nın temelinde bu varmış.

***”KILAVUZU KARGA OLANIN” başlıklı yazımda: “ORTA ÇAĞ AVRUPASINDAKİ KATOLİK DİN ADAMLARININ AFOROZ YETKİSİ DÂHİL HER YETKİYİ İSTİYORLAR” diye yazdığımız, gerçekmiş. Kral ne düşünür ve de isterse: “Taba onu yapmak zorunda olacak.” Seçilmiş olan İl Genel Meclis Üyesi, “EMREDERSİNİZ” deyip topuklarını birbirine vurmaz ve esas duruşa geçmez ise, “OLMAZ” mış.

***Köylere Hizmet Birliği seçimleri öncesi son gecesinde, bütün köy muhtarlarına haber uçurarak: “SABRİ ŞAHİN PARTİMİZİN ADAYI DEĞİLDİR” demek; demokrasi mi, insanlık gereği midir? Sen İlçe başkanı olarak, yönetimini ve seçilmişlerini toplayıp karar almaz da, kendi üyeni açıkta bırakır, seçimde yalnız kalmasına yol açarsan sorumlusu kimdir?... Aslan olmak da yok demokrasilerde, kral olmak da yok…


*** …

***”İL BAŞKANI İLE GÖRÜŞTÜK. ELİMDE GÖREVLENDİRME BELGESİ VAR. X, SEÇİMLERDEN SORUMLU; XX, İSE MAHALLELERDEN SORUMLUDUR” diyerek, mevcut yönetim kurulu üyelerinden habersiz karar almak ve bu karara uyulmasını beklemek te “KRALLIK UYGULAMASININ” değişik tezahüründen başka bir şey olmasa gerek. Parti ve partili isimlerinin değişik olması fark etmiyor, zihniyet aynı olduktan sonra.. ***Ellerinizi vicdanınıza koyun ve düşünün. “ Günümüz, maddi ve manevi yönden dünden daha iyi” diyebiliyor musunuz? “Hayır” dediğinizi duyar gibiyim. Şahsen ben dünümü, geçmişimi arıyorum.


*** Yollarda gezerken gelebilecek serseri bir kurşun beklenmiyor ama huzur yok. Devlet adına iş yaptığını sananlar, devletin temelini oluşturanlar MİLLET kavramını yok etmek için ellerinden gelen her şeyi hiç çekinmeden yapıyorlar. Devletimize adını vermiş olan Türk Milletini bölmeyi azmetmişlerin önünü açmak adına, dün söylediklerinin tersini yapmaktan, tükürdüklerini yalamaktan utanç da duymuyorlar.


*** CHP, MHP ve ANAP’tan oluşmuş “Yamalı Bohça” misali iktidarı bir kenara bırakarak, “APO’YU NEDEN ASMADINIZ?” diyerek MHP ye miting meydanlarında saldıranlar, şimdi o bebek katilini allayıp-pulluyor ve “DİNDAR İDİ, İYİ ÇOCUKTU, BÖLÜNMEYİ İSTEMİYOR,…” diyerek gözümüzün içine baka baka üzerlerine aldıkları vazifeyi yapmak için Sayın Bahçeli ve MHP ye saldırmayı görev addediyorlar. 30 000 den fazla insanımızın katili olmaktan yargılanan terörist başını “Gökten zembil ile inmiş” evliya olarak niteleyecekler nerede ise… “Bu kadar dürüst-vatan sevdalısı idi ise İmralı da işi ne?” diye soran da yok MHP den başka. CHP Milletvekilinin TBMM Başkanlığına verdiği önergede sormuş olduğu: “APO, GENELKURMAY BAŞKANININ YARGILANMASINDA GİZLİ SANIK MI İDİ?” sorusunun sorulmuş olması, kanaatimce çok büyük ayıptır. İzzet-i nefis sahibi insanlar için züldür bu soru. Yakında bunun da doğru olduğu ortaya çıkarsa şaşmam. Artık, iskeletimizin aslını oluşturan kemiklerdeki “VİDALAR” yalama oldu çünkü…


*** 2009 da gizlice başlatılan görüşmelerde “ANLAŞMA YAPILDI. BUNLAR APO’YU SALACAKLAR, KÜRTÇE EĞİTİME SERBESTLİK VERECEKLER, ÜLKEYİ EYALETLERE BÖLECEKLER, İHTİMAL APO İLERİDE MECLİSE DE GELECEK…” iddiaları doğru çıkarsa bunun vebalini kim kime ödeyecektir? Doğrudur: Terörist başını ABD, allayıp pullamış, sarmış-sarmalamış ve paketleyerek Ecevit’e “İDAM EDİLMEMEK ŞARTI İLE” teslim etmiştir. Aynı ABD şimdi de “TERÖRİST BAŞINI SERBEST BIRAKACAKSINIZ” emrini günümüz iktidarına dikte ettirmiştir. Sayın Arınç’ın Turgutlu’muzda söylemiş olduğu: “BİZ TERÖRİSTLE-ÖRGÜTLE PAZARLIK YAPACAK NAMUSSUZ VE AHLAKSIZLARDAN DEĞİLİZ” sözünün mürekkebi dahi kurumadan, “EV HAPSİ DÜŞÜNÜLEBİLİR” demesi, kendisinin ve partisinin ruh halini yansıtmaktadır. Başbakanın kırdığı cevizlerin ise zaten haddi-hesabı yok. “TERÖRİST BAŞI İLE GÖRÜŞTÜĞÜMÜZÜ SÖYLEMEK ŞEREFSİZLİKTİR” sözünü söylediğini unuttuğunu sanmak söz konusu olmayacağına göre? Şimdilerde yapılan pazarlıklar nasıl izah edilecektir? Pennsylvania’dan başını uzatıp: “Hz. Muhammed de müşrik Mekkelilerle Hudeybiye anlaşmasını yapmıştı” şeklinde laf atıp da; (Türkiye’ye çağırıldığı halde gelmeyip) Hz Muhammed’i bu seviyesiz işlere çekmenin ise hiç alemi yok.

***Suç örgütü üyesi olmaktan dolayı aranan, ölümleri sonrası “MELEK” haline dönüştürülen üç kadın teröristin cenazesinde olay çıkmadığı için, eski hemşerimiz; şimdi Bursalı olan Sayın Arınç: “DİYARBAKIRA TEŞEKKÜR EDERİM CENAZELERİNE SAHİP ÇIKTILAR” diyerek cesaret vermiş bölücülere. Bu cesaretle onlar da almışlar Türk Bayrağını, önce bölmüşler sonra da ateşe vermişler. Rusya ve Gürcistan ise öldürülen Kürt kökenli mafya lideri DED HASAN’ ın kendi
ülkelerine gömülmesine bile izin vermiyor oysa.


***Unutulmasın ki: “ÇANAK TUTAN OLDUKÇA TÜKÜRENLER MUTLAKA OLACAKTIR” Ne yazık ki çanak tutanların sayısı maalesef günden güne artıyor. Bu azmalar arttıkça da ülkemiz bölünmeye bir adım daha yaklaşmış oluyor.


***Biz de bunları alkışladıkça daha fazla şımarıp azıyorlar. “ Deniz suyu içmiş gibiler. Susadıkça içiyorlar. İçtikçe de daha fazla susuyorlar”